Stereotipler başkaları ile ilgili algımızı bozsa da, kadın bir adayın liderlik rollerinde gereken güven, bağımsızlık ve hırsa sahip olduğuna dair kanıta karşı gözümüzü kör edecek kadar güçlü değillerdir. Ancak kadın aday artık toplumsal cinsiyet stereotipinin kural koyucu yanıyla karşı karşıya geliyor:
"Hiçbir mükemmel insani form ruhsal lütuflarla süslenmiş ve kendini cinsiyetine has görevlere adamış hoş bir kadın kadar önünde saygıyla eğilmenizi sağlayamaz ve doğasını unutmuş, erkeklerin oy hakkı ve insan hakları için sesini yükselten bir kadına duyduğumuz nefretten daha derin bir nefretle sırtımızı döndüğümüz bozulmuş bir insan karakteri yoktur."
Matematik profesörü, hukukçu ve siyaset yazarı A. T. Bledsoe yukarıdaki sözleri 1856'da söylemiş olsa da, güçlü pozisyonlardaki kadınlara karşı hala süren bir rahatsızlık var -hem bilinçli hem örtük. Kadınlar yeteneklerine gerektiği kadar güvendiklerinde ve güçle ilişkileri rahat olduğunda, "yetkin fakat soğuk" olarak görülme riskini alıyorlar: Sürtük, buz kraliçesi, demir bakire, sert, kelle uçuran, ejderha kadın... Aynı anlama gelen kelimelerin çokluğu manidar. Kabaca söylemek gerekirse, kadının kendi başına yükselmesini ve gücünü görmeyi sevmiyoruz.
Sayfa 83 - Sel Yayıncılık - 2. BaskıKitabı okudu
·
1 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.