Yalnızsın. Yalnız bir adam gibi yürümeyi,
aylak aylak dolaşmayı, sürtmeyi, bakmadan
görmeyi, görmeden bakmayı öğreniyorsun.
Saydamlığı, hareketsizliği, varolmayışı
öğreniyorsun. Bir gölge olmayı ve insanlara
sanki hepsi birer taşmış gibi bakmayı
öğreniyorsun. Oturur durumda, yatar durumda
kalmayı, ayakta durmayı öğreniyorsun. Her
lokmayı çiğnemeyi, ağzına götürdüğün her
parça yiyecekte aynı manasız tadı bulmayı
öğreniyorsun. Resim galerilerinde sergilenen
tablolara sanki duvar parçalarıymış, tavan
parçalarıymış gibi, duvarlara, tavanlara da yağlı
boya resimlermiş gibi bakmayı öğreniyorsun,
üstlerindeki hep başa dönen onlarca, binlerce
yolu, amansız labirentleri, kimsenin
çözemeyeceği metni, parçalanmakta olan yüzleri
bıkmadan yorulmadan izliyorsun.