Hay Allah,İstanbul'un yağmuru bile istediğine yağıyor. :) Metronun camlarına çarpmıyor yağmur damlaları.. kaçıyorlar ondan, uzun bir aradan sonra hasretle toprağına çiçeğine böceğine, yüzünü göğe dönmüş veya kaçışan insanlara selam vermek istiyor belki de.. pas kokan, cilalı metal vagonlardan alıkoyuyorlar kendilerini.. :) düşünsene diyorum kendime; yeryüzüne belki bir kez geliyorsun onda da metronun, marmarayın çarptığı bir damlasın.. çamurlaşmış ve hoşa gitmiyorsun.. hayır hayır ben tüm bu koşuşturmacada durup yüzünü yağmura kaldırana, ya da hayat yükünü kaldıramayana teselli olarak dokunmak isterdim... (işte kitap okumak bunları düşündürür..)