66. Sone (Bu muhabbet önceden yapılmış ama çeviriden çeviriye ne kadar fark var.)
Tir'd with all these, for restful death I cry,
As, to behold desert a beggar born,
And needy nothing trimm'd in jollity,
And purest faith unhappily forsworn,
And guilded honour shamefully misplaced,
And maiden virtue rudely strumpeted,
And right perfection wrongfully disgraced,
And strength by limping sway disabled,
And art made tongue-tied by authority,
And folly (doctor-like) controlling skill,
And simple truth miscall'd simplicity,
And captive good attending captain ill:
Tired with all these, from these would I be gone,
Save that, to die, I leave my love alone.
Can Yücel Çevirisi:
Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
Ezilmiş, horgörülmüş el emeği, göz nuru,
Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen' e
Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
Seni yalnız komak var, o koyuyor adama.
Talat Halman Çevirisi:
Bıktım artık dünyadan, bari ölüp kurtulsam
Bakın, gönlü ganiler sokakta dileniyor.
İşte kırtıpillerde bir süs, bir giyim kuşam.
İşte en temiz inanç kalleşçe çiğneniyor.
İşte utanmazlıkla post kapmış yaldıklı şan.
İşte zorla satmışlar kız oğlan kız namusu.
İşte gadra uğradı dört başı mamur olan.
İşte kuvvet kör-topal, devrilmiş boyu bosu.
İşte zorba sanatın ağzına tıkaç tıkmış.
İşte hüküm sürüyor, çılgınlık bilgiçlikle.
İşte en saf gerçeğin adı saflığa çıkmış.
İşte kötü bey olmuş, iyi kötüye köle.
Bıktım artık dünyadan ben kalıcı değilim.
Gel gör ki ölüp gitsem, yalnız kalır sevgilim.