Cemal Paşa anılarını kaleme aldırdığı bu kitabında, çoğunlukla görev yaptığı makamlarda geçen zaman içindeki uygulamalarının haklılığını ve bizzat kendi savunmasını yapar tarzda bir üslup sergilemektedir.
O tarihlerde vuku bulan olaylar hakkında daha geniş bir bakış açısından ziyade, Cemal Paşa'nın şahsi gayretleri ve uygulamalarına çok detaycı bir yaklaşımla yer verilmesi kitabı olurken, okuyucunun sıkılmasına ve gereksiz detaylar içinde boğulmasına sebeb olmaktadır.
Kitap, daha çok askeri ve siyasi otoriteler için hazırlanmış bir rapor veya savunma dosyası özelliği taşımaktadır.
Buna rağmen, özellikle Suriye - Filistin ve Lübnan bölgelerinin 1. Dünya savaşı sırasındaki durumu, yabancı ülkelerin Osmanlı yönetimindeki aşırı müdahaleci davranışları ve yabancıların Osmanlı'nın geleceği hakkındaki düşünce ve uygulamaları hakkında çok çarpıcı örnek olaylar ve belgeler sunması açısından, okunmaya değer bir kitap...
Ayrıca Ermeni meselesi üzerinde yoğunlaşan kitabın son bölümü, olayların tarihsel gelişimi ve Rus politikalarının, meselenin temelinde nasıl rol oynadığını göstermesi açısından önemli ve dikkatle okunması gerekli...
Bu kitabı okurken, tarihe sadece eleştirme veya övme amacıyla bakmanın ve siyasi ideolojiye göre yorumlamanın milli kültürümüze ne kadar zarar verdiğini bir kez daha anladım. Çünkü, İttihat ve Terakki dönemine ve Cemal - Enver -Talat üçlemesine tarihimizde verdiğimiz yerin, çok yüzeysel olduğunu gördüm. Liderlerin tarihteki yeri, onların başarı veya başarısızlıklarına göre olsa da, sadece bu tarz bir bakış açısına sahip olmakla, tarihi gerçeklerin anlaşılamayacağını da özellikle belirmek isterim...