1913- 1927 arasındaki ağırlıklı olarak sağlığında yayımlanmayan şiirleri kapsar. İmparatorluk yıkılırken meydana gelen felaketlerden, kurulan Cumhuriyet'in ve Bolşevik devriminin heyecanına kadar çağının etkin bir tanığının duygu ve düşüncelerini bulabileceğiniz bir kitap. Nazım'ın şiir anlayışındaki değişimi, ideolojik değişimiyle paralel gözlemleyebilirsiniz. 25 Mayıs 1915'te yazdığı Irkıma isimli şiiri:
Ey ırkım sen bir zaman
Avrupa'yı titreten
İstanbul'u fetheden
Fatihlere maliktin
Ateş saçan sahralarda harbeden
Cengavere sahiptin
(...)
1922'de Moskova'da yazdığı Grev isimli şiiri:
Stop:
Fren!
Zıııınk!
Durdu!.
Amele
baş parmağını tele
dokundurdu.
Akümülatör, dinamo, motor, buhar, benzin,
elektrik,
Trrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrik!
D U R - D U !!!..
Yüksek tuğla bacalarda dumanlar donakaldı.
Koptu kayışlar.
— Patron, sabotaj var!.
— Koş telefona.
— İşlemiyor...
— Telgraf...
— Teller kesilmiş,
makina bomboş...
— Koş!..
Karşımda durma, avanak!..
Hangarda ne varsa, üstüne atlıyarak,
koşun şehre...
Sarjant, polismen, asker,
kırk ikilik, tayyare, tank,
ne bulursanız,
yetiştirin...
Birden
bisiklet, motosiklet, otomobil, omnibüs
tozu dumana kattılar, dumanı toza...
Fakat
yine birden
ekşi boza...
Ne ileri
ne geri.
Paaaaah!..
Fıııııss...
Patladı lastikleri...
Geç kaldılar, geç!..
Drran
drrrn
drrran...
Tiki taka frev...
Edildi ilân
Umumî grev!!!..
Yukarıdaki şiirlerde görüldüğü gibi önceleri klasik yapıda, kafiyeli hemen hemen hece ölçüsüne sadık olan şiirler, Nazım'ın özellikle Rusya'ya yerleşmesinden sonra serbest nazıma kayıyor ve teatral etkiyle anlatım zenginleşiyor. Devrimlerin ardı ardına geldiği bir zamanda hem kendi şiirinde, hem de Türk şiirinde devrim yapıyor. Her ne yaşta yazmış olursa olsun Nazım'ın şiirlerindeki sade dil, anlatımdaki yalınlık bu kitapta da göze çarpıyor(Geç dönemde Rubai denemelerini saymazsak). Nazım'ın şiirinin gelişim dönemini merak eden okur için şiddetle tavsiye edilir.