Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bütün dertlerin bittiği yere gideceğiz diye dertlenmek ne budalalık. Nasıl doğuşumuz bizim için herşeyin doğuşu olduysa, ölümümüz de herşeyin ölümü olacak. Öyle ise; yüzyıl daha yaşamayacağız diye ağlamak, yüzyıl önce yaşamadığımıza ağlamak kadar delilikdir. Ölüm başka bir hayatın kaynağıdır. Bu hayata gelirken de ağladık, eziyet çektik; bu hayata da eski şeklimizden soyunarak girdik. Başımıza bir kez gelen şey büyük bir dert sayılmaz. Bir anda olup biten bir şey için bu kadar zaman korku çekmek akıl karı mıdır? Ölüm, uzun ömür ile kısa ömür arasındaki ayrımı kaldırır; çünkü yaşamayanlar için zamanın uzunu kısası yoktur. Aristo, Hypanis ırmağının suları üstünde bir tek gün yaşayan küçük canlılar olduğunu söyler. Bu canlılardan sabahın sekizinde ölenler genç, akşamın beşinde ölen yaşlı ölmüş sayılır. Bu kadarcık bir ömrün bahtlısını, bahtsızını hesaplamak hangimize gülünç gelmez? Ama sonsuzluğun yanında, dağların, ırmakların, yıldızların, ağaçların hatta bazı hayvanların hayatlarının yanında bizim hayatımızın uzunu kısası da o kadar gülünçtür. Doğa bunu böyle istiyor. Bize diyor ki '' Bu dünyaya nasıl geldiyseniz, öyle çıkıp gidin. Ölümden hayata geçerken duymadığımız kaygıyı; hayattan ölüme geçerken de duymayın. Ölümünüz, varlık düzeninin, dünya hayatının koşullarından birdir. '' Montaigne
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.