"Her kökten insanın yaşadığı Doğu limanlarında,yan yana yaşanan ve dillerin birbirine karıştığı o dönem, geçmişin anımsanması mı? Geleceğin habercisi mi? Bu düşü görenler, geçmişe bağlı olanlar mı yoksa geleceği hayal edenler mi? Buna
cevap veremeyeceğim. Ama babam buna inanırdı.Soluk renkli bir dünyada bir Türk ile bir Ermeni'nin kardeş olması..."
Kitap bir otel odasında başlayarak sizi romanın örgüsüne dahil eder.Tarih, aşk,mücadele, isyan, savaş hepsi bir aradadır.Türk - Ermeni, Arap- İsrail ,Doğu- Batı ilişkilerine şahitlik eder, Orta Doğu savaşlarıyla birlikte dağılan hayatlarla yolculuğa çıkarsınız bu kitapta.....
Yine savaşın gölgesinde yaşayan İsyan'ın aşkına, acılarına, umutlarına umutsuzluklarına, öfkelerine, kimsesizligine ortak olursunuz. Onunla birlikte hüzünlenirken, çaresizliğini de içinizde hissedersiniz. Ve şunu düşünürsünüz sevdiklerimiz ve onların varlığından aldığımız güç bizi hayata bağlayan en önemli şeydir. İnsan sevdikleriyle güçlüdür. Isyan'ın hayatından sevdiklerimiz için savaşmak gerektiğini ögrenirsiniz.
Kitabın kahramanları harikadır. Onlar din, dil, ırk , mezhep,millet ayırımı yapmadan kardeşçe yaşamak isteseler de sistem buna izin vermez. Onların farklıliklarını çarpıştırarak savaşa zemin hazırlar. Suçsuz tek amaçları güzel yaşamak olan insanları memleketlerinden, sevdiklerinden, geçmişinden koparıp savurur. Sistem insanın insan gibi yaşama hakkını acımasızca elinden alır.
Yazarın diğer kitapları gibi bu kitabıda harika.....