"Sevildiğini anlamak sadece kedilere özgü olmasaydı bu kadar kırılmazdık sanırım. Düşünsenize, karşınızdaki insanın sizi gerçekten sevip sevmediğini seziyorsunuz, rol mü yapıyor yoksa samimi mi anlayabiliyorsunuz. Harika olmaz mıydı? Olabilirdi, ama olmaya da bilirdi. Çünkü bizleri insan yapan bir yandan da zayıflıklarımız, aldığımız yaralar ve iyi yahut kötü tecrübelerimiz. Belki kedilerdeki gibi bir özellikle doğmuyoruz ama zamanla, aldığımız yaralarla bunu öğreniyoruz. Acıları etrafımızda bir kalkan olarak örüyoruz, bu da bizi özel yapıyor, farklı, kendimize has. Edindiğimiz her yeni tecrübeyle de yeni bir biz yaratılıyor bizden, daha güçlü, daha sağlam."