Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

294 syf.
9/10 puan verdi
·
23 saatte okudu
Bugün sizlere William Faulkner’in MEB Onaylı 100 Temel Eserlerinden birisi olan Ses ve Öfke kitabıyla merhaba demek istiyorum. Kitaba geçmeden önce birkaç noktaya değinmek istiyorum. Bu eser, dünya çapında en zor okunanlar kategorisinde üçüncü sırada bulunmaktadır. Zaten internette yaptığım kısa bir araştırma sonrası birçok kişinin yarım bıraktığı bir eser olduğunu öğrenmemle birlikte bu sâvı da onaylamış oldum. Hatta dürüst olmam gerekirse bir ara bende bırakmayı düşündüm. Ancak daha öncesinde okumuş olduğum zor kitapların bittikten sonra bende bıraktığı etkiyi düşündükten sonra bu kararımdan vazgeçtim(iyiki de vazgeçmişim). Ayrıca şanslıydım da doğrusu; çünkü bu kitabı okuma sürecimin haftasonuna denk gelmesi, tamamen zamanımı ona ayırmamı sağladı. Bu da iki gün içinde eserden kopmadan okumamda büyük bir etken oldu. Kitabın ismi zaten çok çarpıcı, bunada kendi zaviyemden değinmek isterim. Buradaki ‘Ses’ ibaresi; zihinsel engelli Benjy’nin homurtu şeklinde çıkan, bir şeyleri haykırmak isteyen, yanlışları yüze vurmak isteyen sessiz çığlıdır. ‘Öfke’ ibaresi ise; toplumda aslında sıkça görülen tasvip edilmeyen durumlara karşı yazarın haklı bir serzenişi diye düşünüyorum. Uzun bir giriş sonrası tüm bunları göz önünde bulundurmanızı tavsiye ederek kitaba geçmek isterim. Kitap; yazarın Ses ve Öfke’ye ek diye eklediği bölümle birlikte 5 kısma ayrılarak inceleniyor. Bu bölümlerin her birinde farklı karakterlerin bilinçleriyle; ABD’nin güneyinde yaşayan Compson ailesinin dağılışına, benim tanımlamamla çürüyüşüne, kokuşmasına giden merhaleleri inceleyeceksiniz. İlk bölüm(7 Nisan 1928 tarihli), kitabın en zor kısmı, anlaşılması güç, her cümlesi diyaloglarla geçen, birden fazla karakterin olduğu, belirli bir mekanın, olayın olmadığı ve zihinsel engelli oğul olan Benjy’nin penceresinden anlatılıyor. Burada kim kimdir, anlatılmak istenen nedir anlamadığınız için bir çıkmaza giriyor ve kitabı bırakmak istiyorsunuz(ama yılmayın derim). İkinci bölüme( 2 Haziran 1910) gelince ise; olaylar daha bir netleşiyor. Çünkü anlatıcı pozisyonunda bu sefer Quentin adında erkek kardeş vardır. Olayın ne olduğunun itirafı, yaşadığı suçluluk duygusu, onurunu ön plana çıkaran halleriyle biraz daha kitabın kapısını aralayacaksınız. Ailesi tarafından okuması için yapılan fedakarlığı, babasının zaman kavramıyla ilgili söylediklerini pür dikkat düşüneceksiniz. Üçüncü bölüme(6 Nisan 1928) gelecek olursak; anlatıcı bu kez diğer erkek kardeş olan Jason’dur. Jason; sert, kurnaz, mantıklı, kendi çıkarını düşünen, ırkçı olmasına rağmen, menfaati için bazı şeyleri görmezden gelen bir karakterdir. Burada olaylar daha çok netleşir. Karakterler berraklaşır. Yazar, Quentin adında yeğeninin vasiliğini alan Jason’un para kazanma hırsını anlatırken; geçen dönemin 1928 olması(yani büyük ekonomik kriz öncesi olması) borsa ve Yahudiler’in bu noktadaki etkinliğini de vurgulamak istemiş gibi geldi bana. Ayrıca; ana karakter olarak sunulmasa da olayın daha net anlaşılması için kitabın kilit noktası olan karakterlerden, kız kardeş Caddy’nin varlığından da haberdar olacaksınız. Şimdi, dördüncü bölüme(8 Nisan 1928)gelecek olursak; bu bölümde anlatıcı rolünde yazar, zenci hizmetli Dilsey ve torunu Luster bizlere akışı sunmaktadır. Dayı Jason ve yeğen Quentin’in karşı karşıya geldiği bir bölümü okuyacak, bir ailenin tamamen çöküşüne şahit olacaksınız. Tüm bunlara ek son bölümde ise; yazar, bize aslında bu olayın 1700-1945 yılları arasında bir şeylerden esinlendiğinin itirafını yapıyor. Kitabın son cümlesini ise Dilsey’in tek cümlesiyle noktalıyorsunuz ve bunu okuyunca iyi ki bırakmayıp eseri tamamlamışım diyeceksiniz. Çünkü öyle bir vurucu etki bırakıyor ki sizde, tamamen sarsılıyorsunuz. Son cümlelerimi söylerken, yazarın kendine özgü yoğun dili, kurgusu, karakterlerin sahiciliği, duygularının aktarılışı ve bunu kelimelerde birebir aktarması benim için çok farklı bir deneyim oldu. Beni çok fazla yormuş, bazen bıktırmış olsa da iyi ki William Faulkner gibi bir yazarla tanışmışım diyorum. Bence çok farklı bir kalem, çok farklı bir deha... Tüm bunların akabinde; siz değerli arkadaşlara tavsiye eder miyim diye soracak olursanız. Bence haftasonu iki gün kendinize zaman oluşturun ve mutlaka okuyun derim. Kitaplarla kalın.
Ses ve Öfke
Ses ve ÖfkeWilliam Faulkner · Yapı Kredi Yayınları · 20202,388 okunma
··
30 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.