Gönderi

195 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
1950'lerde Orta Çağ'ı Yaşamak...
Orta Çağ köylüsünü mü, 1950’lerin Türk köylüsü ve köy yaşantısını mı okudum emin değilim. İnsan şaşıp kalıyor, nasıl yani, nasıl bu kadar kötü şartlar olabilir diyor. Eh şehirli için pek anormal bir yorum değil elbet. Annemiz babamız, onların anne ve babaları zaten bu yokluğu bir şekilde görmüştür. Yokluk derken, gerçekten yokluk. Köy
Bizim Köy
Bizim KöyMahmut Makal · Literatür Yayıncılık Dağıtım · 20181,200 okunma
··
333 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Ebru Ince okurunun profil resmi
Burada yaşıyorum de .. Çocukları anlatacağına portrelerini çek yolla Yetinme. . Ellerinin ayaklarının fotoğraflarını çek yolla "Karların üstünde şahrem şahrem yayılmış pabuçsuz .. Çorapsız ayakların fotoğraflarını .....çek ..........yolla "
Hakkari'de Bir Mevsim
Hakkari'de Bir Mevsim
/
Ferit Edgü
Ferit Edgü
Murat Ç okurunun profil resmi
Eline sağlık abla. Okuyacaklarım arasında.
1 next answer
Mehmet Sarı okurunun profil resmi
''Köylü milletin efendisidir'' 1950’de yazdığı 'Bizim Köy' ile köy edebiyatı akımını başlatan Köy Enstitülü eğitimci ve yazar Mahmut Makal üzerine söylenecekler uzun uzun yazılmış. Köyde yaşayan insanların hayat şartlarını yaşam koşularını gerçekçi bir dile aktarıyor bize şuan günümüzde sadece köy kelimesi lüks mekanlarda köy kahvaltısı adı altında pazarlanıyor şu bir gerçek Mahmut makal kitaplarını okuyan bir birey bunun böyle olmadığını bilir. zor dönemlerden geçen bu insanların hayatının kolay olmadığını insanların o dönemlerde hayvanlarla beraber evleri paylaştıkları ısınmak için tezek yaktıkları ve bunu sağlamak içinde köylü kadınların sabah erkenden otlamaya giden hayvanların arkasından bıraktığı piskileri toplamaları soğuk kış zamanları sadece bulgur ve sebze ile beslendiklerini sağlık koşuları imkansız olduğu için özelikle çocuk ölümlerinin fazlaca olduğu bir yaşantıyı gözler önüne getiriyor hemde bizzat yaşayarak..Köylerin hikayelerde anlatıldığı gibi yeşil tertemiz mis gibi havası yanınadan güzel berka dereler akan yer değilde tabir yerinde ise taş devrine benziyen bir hayat sürüldüğünü gösterdi herkese.Tabi ki bu anlaarı,bürokrasi. engeline bir çok kez takıldıı o dönem devlettin hoşuna gitmedi ve malesef yazıları ve kendi susturlumak istendi komünist propaganda yaptığı öne sürüldü, Tabiki Türkiye ye kazandırdığı köy enstüleri unutmamak lazım onun üzerine de yazılacak söylenecek çok şey var. ama eğer kütüphanenizde Yaşar kemal Fakir baykurt kitaplar varsa onaların yanına da Mahmut Makal kitaplarınsaygıları okuyup koyarsanız çok şey kazanırsınız..
Murat Ç okurunun profil resmi
Yorumunuz bir inceleme olarak bile düşünülebilir çünkü kitabın içeriğini net olarak ifade ettiniz. Kitaplığımda Yaşar Kemal, Fakir Baykurt ve Mahmut Makal eserleri var. Daha fazlasıda var, bu kitaplar insana ve düşüncesine, yaşadığı ülkeye bakış açısını değiştirebilir. Bunu hiç zorlanmadan yapabilir, sadece okunması ve başkalarının da okuması için paylaşılması şart. Ayrıca o sözün gerçeği "köylü milletin efendisidir" değildir, "çalışan, üreten köylü milletin efendisidir." ziyan gelip yatacak hiçbir kimse kimsenin efendisi olamaz zaten. Bilerek sadece o kısmı söylendiği için yıllardır öyle kalmış. Teşekkür ederim yorumunuz için.
Sezen B. okurunun profil resmi
Benim yaşadığım bölgede köylü denince; mal mülk sahibi, misafirperver, hafta sonları mangal fasıllarının eksik olmadığı, en iyi ev yapımı rakıyı temin edebileceğimiz insanlar aklıma gelirdi, ta ki ülkemizin diğer bölgelerindeki köylülerin yaşadığı zorlukları anlatan bu tarz kitapları okuyana kadar da ne yalan söyleyeyim bütün köylüleri üç aşağı beş yukarı aynı kefeye koyuyordum. Sonuç olarak ülkemiz insanın durumundan bihaberiz, televizyonda bize yansıtılan senaryolar ve olayların gerçek Türkiye ile bir alâkası yok. Bu durumların farkına varan insanlar mevcutsa da sadece seyirci olarak kalmaya devam ediyorlar, icraata gelince kimseden çıt çıkmıyor, sesi çıkanı da bir şekilde susturuyorlar. Sadete gelirsek sadece ah'lanıp vah'lanmakla durumlar düzelemeyeceğine göre, kalkınmış çağdaş bir Türkiye hayali bir ütopya olmaktan öteye gidemeyecek gibi görünüyor. Emeğine sağlık Murat. :) Köylü gerçeğini anlatan güzel bir inceleme olmuş.
Murat Ç okurunun profil resmi
Köy ve köylü konusunu bilenle bilmeyen arasında fark yaratan bir konu. Ya gidip görmek ya da birebir yaşayanlardan dinlemek, okumak gerek. Ben çocukken gidip tecrübe ettiğim için bir fikrim her zaman vardı. Dedemlerin evinde tuvalet vardı ama her evde yoktu mesela. Dışarı çıkıyorsun, herhangi bir düzenek yok. Küçük bir kulübe tarzı bir şey, ortası delik hadi yap tuvaletini. Bazıları yüksekte, delikten düşersin b*kun üzerine vallaha. :) Ahır altında, zemin toprak, evler ya kerpiç ya saman çamur karışımı. Bazıları taşla örülü. Yağmurda her yerden su alabiliyor. Gittiğim dönemde 8'den sonra sokağa çıkma yasağı vardı. Tarlaya su sırayla. Gelen su 1 parmak genişliğinde var yok. Cılız cılız gelecekte toprak suyu alacak, sebze meyve yetişecek. Vay ki vay. İşte enstitüler elini taşın altına koyan insanlarla doluyordu. Köyün içinden yetişen başka köye gidip öğrendiklerini öğretiyordu. Proje muazzam, dünyada benzeri yok. Eh izin verirler mi? :) Seninde yorumuna sağlık teşekkür ederim.
Kaan okurunun profil resmi
Çok güzel bir yazı olmuş Murat eline sağlık, uzattım demişsin ama ben daha da olsa okurdum. :) Denilecek birçok şeyi demişsin zaten, ben sadece köy yaşamının cicili bicili gösterilmesine bir şey eklemek istiyorum; Şu sekilde de bir yanlış gösterim var ve oluşan yanlış algı var. Köylerdeki, kırsaldaki ahlakın, dogrulugun vs aşırı yuceltilmesi. Öyle bir anlatılır ki Anadolu insanı şöyledir böyledir denilerek. Halbuki kırsalda birçok yerde eşek ile kurulan duygusal bağlılıklar veya başka tür bağlılıklar da mevcuttur. İzole bir ortam olduğu için daha da acayip ilişkiler olaylar olmaktadır. Bu durum ABD gibi yerler için de var denilir. Yani izole bölgelerde herkesin sasiracagi garip olaylar olmaktadır. Bunu aklıma gelmişken demek istedim, herhangi bir sekilde, senin incelemeye yönelik bir eleştiri vs olarak değil. :))
Murat Ç okurunun profil resmi
Ya zaten bir dünya dogma var köy yaşantısında. Bilmekten değil bilmemekten gelen bir sürü yanlış var. Şu an ortada dönen arapça kutsal dildir gibi. Ne kutsalı yahu? Köy yaşantısında da bunun gibi birçok şey var ve bu kalıplar kolay yıkılmıyor. Öğretmeni kabul etmiyorlar mesela, istemiyorlar. Şapkayı bile dinsizlikle itham edebiliyorlar. Bunlar yaşanmış, uydurma şeyler değil. O yüzden yazdığında hiçbir sıkıntı yok. Aynı şekilde Amerikan olsun, Alman köylüsü olsun, Hollanda köylüsü olsun benzer şeyler hep vardır. Şehirli yüceltir tabi, çalışan köylüye muhtaç çünkü. Yorumuna sağlık. :)
Bu yorum görüntülenemiyor
Neşe okurunun profil resmi
Devlet eliyle köylere yollanan ışık öğretmendir. Bu ışıklar zamanla daha çeşitlenecek, köyler daha çok aydınlanacaktır. Ama bu aydınlığı, orada gün sayan, ayrılmak için fırsat arayan öğretmen vermeyecektir. Köy Enstitüleri ve Ötesi- Mahmut Makal Hem güzel, hem yüreklere dokunan bir inceleme yazmışsınız. Elinize sağlık.
Murat Ç okurunun profil resmi
Halkevleri mesela işte bu yüzden istenen verimi veremedi ilk başta. Öğretmenevleri vs. O yüzden onun daha sağlamı olan Köy Enstitüleri açıldı ve verim alındı. Enstitüler Atatürk yaşarken var olsaydı, muhtemelen şu an başka şeyler konuşuyor olurduk. Köye gönderilen öğretmen bildiğin kaçıyormuş. Şartlar zor, evet, ama Cumhuriyet'i şekillendiren sen olacaksın, onu unutuyorlar. Yorumunuz için teşekkür ederim Neşe Hanım, sizinde elinize sağlık.
Gamze Ö. okurunun profil resmi
Emeğine sağlık Murat, köy kavramının gerçekte ne olduğunu, insanların köye karşı bakış açılarının yanlışlığını vurgulayan bir inceleme olmuş. "orda bir köy var uzakta, gitmesek de kalmasak da o köy bizim köyümüzdür la la la la la..." diye diye romantik bir anlayış gelişti köylere karşı. Neyse ki toplumcu gerçekçi yazarlar var, onları okuyarak az çok doğru bilgi sahibi olabiliyoruz. Makal'ın adını da Tuco sayesinde duymuştum ilk defa, umarım daha çok okuyan olur. Senin de dediğin gibi gerçekten zorluk çekmediğimiz için şımardık, böyle kitaplarla tokat yemek lazım ki kendimize gelelim.
Murat Ç okurunun profil resmi
Cidden çok kötü durumdayız. Genç nesil evet farklı bir ortamda yetişiyor. Örneğin Atatürk konusu 1950-1980 arası cidden büyük saldırı altında. Anıtkabir ziyaretleri bile düşük rakamlardaymış, günümüze bakıyoruz rakamlar gerçekten muazzam, daha içten sahiplenme var. Genç nesil derslerde öğrendikleri ile yetinmiyor ve araştırma içinde. bunu bizzat görüyorum. Tabi bunun karşı tarafında olanda var. Bunların dışında hiç meraklı olmayan, hayatı geyik olan gençlerimizde var, işte sıkıntı asıl orada. Köy konusu, Amerikanın Hollywood'u gibi bir durumda. İnsanlar Amerikayı öyle sanıyordu mesela, artık bu durum değişmiştir herhalde, öyle bir şey yok çünkü. Bizim köyleri de herkes mutlu mesut, adamlar keyfince yaşıyor falan sanıyor ki durum bambaşka. Seninde yorumuna sağlık Gamze, teşekkür ederim değerli katkın için.
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.