Ertuğrul sinemayı ne kadar "tiyatrolaştırmış" ise, Akad bu temeller üzerine kurulan sinema-tiyatro'ya o kadar sinema özellikleri kazandırmıştı.
Türk sinemasının sinema diline bir türlü kavuşamaması, bu dille konuşmasını bir türlü öğrenemeyeceği sanısına yol açtığı sırada,
Akad bu dilin ilk değerli örneklerini verdi.
Teknik bakımdan daha çok Amerikan gangster filmlerinden; tema, tutum ve duyuş bakımından Fransız "kara filmleri" "şairane gerçekçi" akımın örneklerinden oldukça etkilenen Akad'ın en büyük özelliği de, bu etkileri tamamıyla "yerli" bir hava içinde verebilmesiyle birlikte filmlerine "sinema" niteliğini katabilmesiydi