Yazar, başlarda genel olarak, siyasi rejimlerin, antik çağ düşünürlerinin demokrasi ile ilgili önermelerini bir alternatif yöntem olarak alıp, daha sonra 'yeterli' güce ulaşma hedeflerinde birer 'araç' haline getirmelerini, Toplumların, hedeflenen kitlesel sosyal dönüşümlerle bir 'silah'a evrilmesini nasıl sağladıklarını ve toplum üzerinde oluşturdukları sinerjiyi bir 'tiranlık imparatorluğuna' geçiş bileti olarak gördüklerini açıklıyor.. Sonrası mı? Sonrası açık bir 'Amerikan emperyalizmi propaganda çalışması' olarak niteliyebileceğim yazarın görüşleri -benim için- bir hayal kırıklığı olduğundan, kitaba dair incelemem de Anti Emperyalist bir ifşa çalışması olacak.. Öyleyse başlayayım.. Bu kitapta Yazar Timothy Sneyder'in 'Tiranlığın' tanımını doğru yapması ve altını doldurduğu tarihsel bilgileri tarih yapraklarındaki konulara dayandırmış olması, eleştiri getirdiği tiran siyaseti uygulayanlara karşı onu 'tarafsız' yapmaz, bilakis okunduğunda da anlaşılacağı üzere dünyaya kendi tirancılığının tarafından bakmayı gizleme çabası da duymaz.. Nazizmin yükselmesinin yahudi mazlumiyetine yol açtığını, yalnız Hitler Almanya'sı ile sınırlı kalmayıp komşu ülkelere de sıçramasının etki ve sonuçlarını yazıp, günümüz siyasilerine benzer iktidar imkanları sunulma ihtimalinden endişe duyarken, aynı endişeyi bugünkü İsrail hükümetlerinin uygulamalarında görmez.. Hitler Almanyasının 1933'teki Reichtag yangınını (27 Şubat 1933 parlamento binasında çıkan yangın) bahane edip, bu 'terör'(!) -aslında provakasyon- eylemini olağanüstü hal politikalarına ve gelecekteki faşist uygulamalara gerekçe yapmasını doğru açıklarken, (örneğin) benzer mantıklı başka bir provakatif eylem olan 'İkiz Kule hadisesinin' ABD hükümetleri tarafından Ortadoğu'da hangi emperyalist projeler için 'nefis' bir gerekçe yapıldığına ve sonuçlarının yol açtığı trajedilere değinmez.. Ya da Putin Rusya'sını, iktidarını sağlamlaştımak için' Çeçen terör eylemlerini' bir anahtar gibi kullanmakla eleştirirken, İsrail'in de aynı yöntemleri bir enstrüman olarak kullanması ile ilgilenmez, Rus bilgisayar korsanlarının 'Işid' rolü ile bir Fransız tv'sini ele geçirmelerini ve sanal bir 'halifelik' propagandası ile Fransız toplumu üzerinde kurgulanan sosyal ve psikolojik bir propagandayı irdelerken, daha canice yöntemlerle kanlı terör eylemleri yapıp, Ortadoğunun dizaynında büyük rolü olan Işid'i bizzat 'yaratan' Abd'nin sorumluluğuna değinmez.. Abd toplumuna, özellikle Abd gençliğine pozitif tavsiyelerde bulunup, kitap, siyaset ve ilgi alanı alternatifleri sunarken, kendi toplumunu bizzat kendi yarattıkları 'Işidvari' tehlikelere karşı 'altın öğütlerle' uyarır, ama aynı pozitif yaşam opsiyonlarını bugün birer 'kurban' haline dönüştürülen 'potansiyel risk' doğu toplumlarından sakınır.. Yazar, Dünya siyasetinde toplumların, iktidarların büyük günahlarının kurbanı olduğundan bahsederken, 'suçlu' yalnızca faşist Almanya, ya da komünist Sovyetler ve günümüz Rusya'sı iktidarlarının dışında ele alınmaz, hatta batının 'Atlantik Siyaseti'nin gunümüz dünyasına getirdiği kaosun sorumluları okuyucunun dikkatinden özenle kaçırılır.. II. Dünya Savaşı sonrası İsrail ve IMF'nin kurulmasının dünya toplumlarını 'Batı'nın 'Ekonomik Tiranlığının' kölesi haline getirmesi 'Tiranlık Üzerine' kitabında nedense yer almaz.. Siyonizm ve türevi oluşumların 'Yeni Dünya Düzeni' programı kapsamında, özellikle Ortadoğu'da 'dönüştürdükleri' iktidarların, Abd çıkarlarına hizmet eden 'tek adam' hükümetleri olmasını, kitabın başında endişe duyduğu 'tek adam tiranlığı' kapsamı dışında tutarak kendisi ile çelişir.. Son tahlilde, Yazar Timothy Snyder'in 'Tiranlık Üzerine' adlı kitabının 1K edebiyat raflarında yerini alabilmiş olması, Abd Neo Con programına hizmet edenlerin nerelere kadar ulaşabileceği konusunda şahsen acı bir aydınlanma yaşadım.. Üzgünüm, ilginç bulma ümidi ile alıp başlangıçta ilgi ile okuduğum kitap benim için -sanırım beklentimi yüksek tuttuğumdan- bir hayal kırıklığı ile bitse de.. Şimdi, "Başlarken kitaptan yapmış olduğum alıntıları bu kadar eleştiriden sonra silecek miyim?." - Hayır. Onlar kalacak. Kalmalı ki, geneli ilgilendiren doğru bilgileri, bu tür tutarsız satırlarla karşılaştırma yapabilmek için hatırlayabileyim. Peki, kitabı edinmekten... - Pişman değilim, çünkü

Tiranlık Üzerine kitabının okunmasını, karşıt bir fikrin felsefi dünyamda tartma/değerlendirme egzersizi görür, farklı fikirlerin evrensel doğruyu pekiştirdiği gerçeğini gözönüne alarak okunabilir bulduğumu söylerim.. Madem bir siyaset kitabı okuduk, değerlendirmemiz de elbette siyasi olacak. Kızmaca yok!. İyi okumalar..