İçimden bir ses diyor ki:
“İsteğim yok... Sakın yazıya başlama. Eserin fena olur.”
“Ya ne yapayım?”
“Biraz otur, dinlen.”
“Yorgun değilim ki.”
“Öyleyse oku!”
“...”
“...”
Ah, ben bu sesi tanıyorum! Bu, tembelliğimin sesidir. On beş senedir onun emrini dinliyorum.
(...)