“Başkalarının inanamadıklarının, senin hayatın olduğunu bilmek acıydı.” Sarsılmanın vücut haliydi insanların dar sokaklar arasında var olma çabaları. Bir güzel günleri yok. Var olan tüm güzellikler geçmişin tozlu raflarında, öyle ki bu tozlu raflara göz dikmiş yarınların dün olması, alıp götürmüş anlık hatıraları bile. Kadınlar üzerinden anlatılan bu bekleyiş domino taşları gibi hep bir sonrakini deviriyor. Bir kadın eşini kaybedince aklını yitirmiyor, söz konusu evlat olunca kendini unutuyor. Umut bir evladın yaşama dair bir fısıltılı bekleyiş olunca hayat kasvetli oluyor. Erken büyüyor bazı kadınlar. Hiç çocuk olmuyor mesela. Ya da çocukluk hatıraları sokak aralarında konuşulan cesetler oluyor. Kayıpların bekleyişi bu. Hep bir kemik konusu var. Ne kadar sarsıcı insana dair kemiklerin bulunması umudu taşımak. Metruk mahallelerin dar sokakları, hikayesi olan evler, komşuluğun tedirgin varlığı, beyaz araba kabusu, boş arazi gerçekleri, kapılara konulan işaretler, batıl inanışlar… Tüm bunların arasında hayvanlara karşı merhameti ince ince sayfalara yaşatılan vahşetle hatırlatan. Darbe yiyen ağacı saran bir ihtiyardan söz eden detaylarla bir bekleyişi… Her canlıya sahip çıkıyor. Sevdalar hep dil ucunda saklı. Önceliğin hiç kendi olmayan insanlar, yükleri ağır olanların var olma çabası… 90’lı yılların kapısını aralamış yazar, bir önceki kitabında yaptığı gibi. Bir dönemi ve o dönemde yaşayan insanların hissettiklerine bir bakın. Psikolojik bir tahlilin kitabı. Keyifli okumalar!

Bekleyişin ŞarkısıMehtap Ceyran · Everest Yayınları · 2019426 okunma

·

197 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sevgi