Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

208 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
‘Bebekliğin tersine çocukluk, biyolojik bir kategori değil, toplumsal bir kurgudur.’ Çocukluğun yokoluşu temelde bu tezi savunan, çocukluğun 16. yy’da icat edilmiş olup günümüze kadar geliştiğini; son yüz yıllık zaman diliminde ise gittikçe yokolmaya başladığını bizlere anlatıyor. Neil Postman çocukluğun tanımını yapmanın yetişkinliğin tanımını yeniden yapmayı da gerekli kıldığından söz ediyor. Ortaçağda henüz çocuk-yetişkin ayrımı olmayan zamanlarda insanların davranışları ve konuşmaları herhangi bir fark göstermiyordu, çocukların duymaması gereken sözler yoktu, ölüm ya da hastalıklar onlardan saklanmazdı. Zamanla çocukluk kavramının gelişimi bir yandan çocuklardan gizlenecek bir sırlar içeriği ve bir yetişkin dili ortaya çıkardı. Neil Postman bu süreçte matbaanın gelişimi ve sonucunda okuryazar bir toplumun oluşmasının önemli olduğunu vurguluyor. Çünkü yeni oluşan bu ‘okuryazar yetişkinler’ benlik duygusuna yoğunlaştılar ve kimlik fikri önem kazanmaya başladı. Çocukluğun gelişimi çocuk eğitiminin nasıl yapılacağı sorusunu da ortaya çıkardı. Bu noktada ‘ayıp’ kavramı önem kazandı. ‘Matbaa bize, bedenden ayrılmış zihni verdi fakat bu da bizi, bizden geriye kalanın nasıl denetleneceği sorunuyla karşı karşıya bıraktı.’ İşte bu denetimin düzenlenebileceği mekanizma ayıp düşüncesidir. Postman teknolojinin ve kitle iletişiminin toplum yapısı üzerine olan etkisinden bahsederken televizyon üzerinde ayrıca duruyor. Bu konuda Televizyon:Öldüren Eğlence isimli bir kitabı olmasının yanında bu kitabında da konuya yer vermiş. Kitapta bu konuda dikkatimi en çok çeken noktalardan biri televizyonun çocukları şekillendirmedeki ayrıca etkisi üzerinde durması. Kitle iletişim araçlarının insanlar üzerindeki etkisinin çok farklı olmayacağını düşünmeme rağmen Postman, çocukların gazete okuyucusu olmadığını ancak tv izleyicisi olduğundan bahsediyor. Bu da tv yayınlarının hitap ettiği yaş grubunu önemli ölçüde değiştiriyor. Kitabın sonlarına doğru çocukluğun yokoluşunun nasıl olduğundan bahseden yazar, günümüzde çocukların da yetişkinler gibi kıyafetler giyip, onlar gibi konuştuklarını artık çocuk şarkısı ya da çocuk oyunlarının unutulmaya başlandığını belirtiyor. Bir yetişkin gibi davranmaya özendirilen yayınların(özellikle cinsel) çocukları ortaçağdaki gibi minyatür yetişkinlere dönüştürdüğü üzerinde duruyor ve özellikle modern insanın tamamen kendisi üzerine kurulu koşuşturmacalı hayatında çocukların kısa sürede yetişkine dönüşüp ‘yük’ olmamasının en iyi seçenek olarak görülmesini eleştiriyor. Not: Yazar kitapta akıcı ve sade bir dil kullanmış ancak bahsedilen kültür ve toplumlar Amerikan ve Avrupa halklarını içeriyor. Bu da genel bir değerlendirme yapmayı zorlaştırıyor. Dünyanın geri kalanında ve İslam toplumlarında çocukluğun nasıl bir tarihi olduğunu anlamak için farklı kaynaklara başvurmak gerek.
Çocukluğun Yokoluşu
Çocukluğun YokoluşuNeil Postman · İmge Kitabevi · 199595 okunma
·
257 görüntüleme
Yeşil Mürekkep okurunun profil resmi
Güzel inceleme. Teşekkürler.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.