Ve 2019’un en iyi kitabının yorumuyla geldim. Tek kelimeyle muhteşemdi!
Aradığım her şeyi bulduğum bir kitap okumayalı o kadar uzun zaman olmuştu ki anlatamam. Kitaba başladığımda aslında biliyordum. Bazen insan çok seveceğimi hissediyor bence. Her bir karakteri o kadar fazla sevdim ki. Kurgusu, yazarın o hisleri tek tek içime işlemesi... Her şeyine aşık oldum.
Beni mutlu ederken bir yandan kalbimi kıran ama aynı zamanda huzurlu bir anlatıma sahip kitapları özlemişim. Hâlâ zamanımız varken ilaç gibi geldi.
İki kişi. On fırsat. Unutulmaz bir aşk hikâyesi.
Aslında iki kişi diyemem. Lu ve Jack’in on yıl boyunca hayatlarına giren yada var olan herkesi aşırı sevdim. O kadar gerçek hissettirdiler ki. Mutlu olduklarında, üzüldüklerinde, hata yaptıklarında, doğru ve yanlış kararlar aldıklarında başlarına ne geldiyse her birinin verdiği tepkiler o kadar gerçekti ki, hepsinde; “işte bende olsam böyle yapardım,” dedim.
Belkide bu yüzden bu kadar samimi hissettirdi. Tüm karakterler doğru ve dürüsüt olabilir. Hepsi hata yapabilir. Mutlu veya kötü anılar biriktirebilir. Ama ne olursa olsun her biri bunları kendi kararlarıyla yaşadı. Araya giren yok. Aldatma, yalan yok. Her ne yaşadılarsa iyisiyle kötüsüyle hepsi kendi kararlarını vererek yaşadı.
Koca on yıl! Bilmiyorum hala duygulanıyorum. Çünkü çok fazla sevdim. Kesinlikle bir kez dana okurum, biliyorum.
Kesin önerim!