İnsanlar bir zamanlar önceden kestirilemeyen doğa afetlerinin karşısında ne durumda idiyseler, bugün de
kendi girişimlerinin karşısında öyle duruyorlar. Bir egemenliğe dönüştürdüğü yükselişini bilime borçlu olan, bu
dönüştürmeyi bilimin yararlarını tekeline alarak gerçekleştiren burjuva, bilimsel bakış açısının kendi girişimlerine çevrilmesi durumunda egemenliğinin son
bulacağını iyi biliyor. Bu nedenle insan toplumunu konu alan ve temelleri yaklaşık yüz yıl önce atılan yeni bilim,
yönetilenlerle yönetenler arasındaki savaştan doğdu. O zamandan bu yana derinliklerde, yaşamlarının öğeleri
büyük üretim olan yeni işçi sınıfında, belli bir bilimsel ruh gelişti: Oradan bakıldığında, büyük yıkımlar egemen
sınıfın girişimleri sayılıyor.