Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap 9 bölümden oluşmaktadır. 1.bölümde; Berlin Kongresi’nde alınan kararlar gereği Sırbistan ve Karadağ’a terkedilecek yerlerin karışıklık çıkmadan, sebeplerinin Arnavut halka anlatılarak sakince bırakılması için görevlendirilen Müşir Mehmet Ali Paşa’nın faaliyetleri ve Müslüman Arnavutlarca katli anlatılmaktadır. Arnavutlar, bu yerlerin halkının Müslüman olduğunu savunarak bu terk edişe karşı çıkmışlar ve sonunda da paşayı misafir olduğu konakta başını keserek şehit etmişlerdir.. 2.bölümde; Rusya’nın “geleneksel olan Balkan Slavlarının hamisi” olma siyaseti gereği Mitroviçe’de konsolosluk açma isteği, bu isteğe Müslüman Arnavutların “Arnavutlar aleyhine Hristiyan unsurları güçlendireceği” gerekçesiyle karşı çıkması, Osmanlı’nın bu konudaki” orta yolu bulma” çalışmaları anlatılmaktadır…Sonuçta Rus konsolos görevine başlamış fakat Arnavutlarca katledilimiştir.. 3.bölümde; Rusya’nın ve Avusturya- Macaristan İmparatorluğu’nun Balkanlar’da özellikle Makedonya’daki konsolosluk açma girişimleri, bu girişimlere yerel halkın tepkisi ve Osmanlı’nın tavrı anlatılmaktadır. Bu devletlerin buralarda konsolos bulundurmak istemelerinin genel amacı; ülkelerinin Rumeli’ye müdahalesini gerektirecek meseleler üretmekti. Bunda da “konsolosların ölümü” pahasına başarılı olmuşlardır. 4.bölümde; Hüseyin Hilmi Paşa’nın Makedonya Umumi Müfettişliği’ne atanmasıyla başlayan olaylar ve bu olaylarda yerli unsur Müslüman Arnavutların, Bulgar komitacıların ve Rus diplomatik temsilcilerinin rolleri ve birbirleri arasındaki Osmanlı’nın aleyhine ilişkiler anlatılmaktadır.. 5.bölümde; dönemin Makedonya’sında Osmanlı sonrası için paylaşım kavgaları ve bu kavgalarda Yunan ve Bulgar kiliselerinin rolü anlatılmıştır. Çünkü o günlerde Makedonya üzerindeki büyük rekabet Yunanistan ve Bulgaristan arasındadır. 6.bölümde; Osmanlı devletinin Balkan harbinde daha düne kadar kendi hakimiyetinde yaşayan küçük balkan devletleri karşısında uğradığı büyük bozgunun sebepleri anlatılmaktadır. Bu sebepler herkesin bildiği şekliyle “subayların politikaya karışması” “siyasetçilerin basiretsizliği” “seferberlik hazırlıklarının tam yapılmaması” olarak gözükse de yazar bu bölümde dönemin önemli yerli ve yabancı zevatlarının hatıratından alıntılar yaparak bu sebepler arasına “ordunun günün teknolojisinin gerisinde kalması” “Osmanlı’da, Müslüman Türk halkının eğitim sanat ve kültür bakımından çok geride oluşu” (öyle ki Türkler arasındaki okuma yazma oranı sadece % 5’tir) “Osmanlı Türk toplumunun sosyal değerler sistemindeki çöküş” ve “Müslüman Türklerdeki ahlaki bozulma” gibi sosyal ve psikolojik sebepleri de koymaktadır. (Yazar bence de bu konuda sonuna kadar haklıdır. Çünkü Osmanlı devleti özellikle yükselme döneminin sonundan itibaren kurucu unsuru olan Anadolu Türklüğünü ihmal etmiştir. Anadolu Türklüğüne sadece savaş zamanlarında “asker devşirmek için” başvurmuş, Türk Milletini yıllarca “Etrak-i bi İdrak”olarak görmüş,küçümsemiştir.) 7.bölümde; 2000’li yıllarda ortaya çıkarılıp derlenen ”Sultan Reşad” türküsünün sözlerinden yola çıkılarak Kosovalı ve Makedonyalı Müslümanların Balkan Harbi’nde Sırp,Yunan ve Bulgar işgallerini mukavemetsiz kabul etmesinin ; savaş sürerken ve savaştan sonra yarattığı pişmanlık anlatılmaktadır. Çünkü harbin kaybedilmesinin sebeplerinden biri “askerin görevini layıkıyla yapmaması” ise; diğeri de yerli Müslüman halkın hiç direnmeden şehirlerini düşman askerlerine teslim etmeleridir. Müslüman halk savaştan sonra Sırp ve Bulgarların kendilerine uyguladığı asimilasyon politikalarından sonra pişman olmuş ve bu türküyle duygularını dile getirmiştir. 8.bölümde; Osmanlı sultanı Reşad’ın Müslümanların halifesi olarak yaptığı “cihad-ı ekber” çağrısına uyarak elden çıkan Balkan şehirlerinden Osmanlı ordusuna katılan gönüllülerin hikayeleri anlatılmaktadır. Ayrıca bu olaydan resmi tarih kitaplarında bahsedilmemesinin sebepleri de bu bölümde anlatılmaktadır. Son bölümde; özel olarak Osmanlı – Arnavut ilişkilerine ayrılmıştır. Osmanlı Rumeli’den çekilirken, Balkan Harbi ve 1.Dünya Savaşı’nda ve de Cumhuriyetten sonra Arnavutların Osmanlı’ya ve Türkler’e bakış açıları,bu bakış açılarına göre yaptıkları olumlu veya olumsuz hareketleri anlatılmıştır.
Osmanlı'nın Son 40 Yılında Rumeli Türkleri ve Müslümanları
Osmanlı'nın Son 40 Yılında Rumeli Türkleri ve MüslümanlarıHasip Saygılı · İlgi Yayınları · 201643 okunma
·
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.