Gönderi

240 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Edebiyatımızın ilk romanı. İlkin günahı olmaz diyerek başlamak isterdim ama kendimi tutamayacağım sanırım. Yazarımız Namık Kemal sık sık gelecekten haber vererek gidişatın kötü olacağını defalarca belirtmişti. Aynı zamanda tamamen taraflı bir şekilde yazmıştı her sayfayı. Dilaşub'u övmelerden, Mehpeyker'e sövmelerden uzak tutmadı kendisini ki fikrimce bu iki karakter gerçeklikten fazlasıyla uzaktı. Dilaşub'un o kadar güzel, o kadar saf, o kadar ağzı var dili yok, o kadar meleksi bir karakter olması, dakikada bir bayılıp durması; Mehpeyker'in sırf 'kötü kadın' diye o kadar kötü kalpli, o kadar kinci, o kadar ahlaksız, o kadar samimiyetsiz olması gerçeğe hiç yakın değildi. Mesela anlamadığım şey Mehpeyker, Ali'yi gerçekten sevdi mi? Bazı yerlerde sevmiş gibiydi ama bazı yerlerde de sevgili yazarımız, kadının hareketlerinin samimiyetsiz olduğunu, rol yaptığını, yalancı olduğunu her cümlesinde belirttiği için sevmemiş gibiydi de. Yazar bence burda kendisiyle çelişti. Mehpeyker'in hiçbir şekilde saf aşk besleyemeyeceğini düşünüp bize de bunu yansıtmaya çalıştı ama eğer öyle olsaydı ve Mehpeyker'in amacı kötü olsaydı bence amacına çoktan, kolaylıkla ulaşırdı diye düşünüyorum. Çünkü ana karakter Ali Bey'imiz saf mı saf bir bey... Aynen, öyle saf bir bey ki sadece gördüğü bir el işareti üzerine aşkından deli divane oluyor... Bu zamana kadar kadın görmemiş birinin gördüğü ilk kadına aşık olduğunu düşünmesi de gerçeklikten uzak. Hatta yazar o duyguyu sayfalarca betimleyip aşk olduğunu yutturmaya çalışsa da Ali Bey sadece dış görünüşe bir şeyler hisseden biri. Mehpeyker'e de Dilaşub'a da sadece dış görünümlerini beğenerek, daha haklarında hiçbir şey bilmeden aşık olduğunu düşünüyor ki gerçek aşk zaten bu değildir. Aslında yazacak daha çok şey var fakat daha fazla detaya girmek istemiyorum çünkü olayların saçmalığından, Mehpeyker'in aniden dünyanın en kötü en kinci insanına dönmesinden, Ali Bey'in Mehpeyker'in 'kötü kadın' olduğunu öğrendiğinde aşkından vazgeçmemiş olsa ve hemen affetse de Dilaşub'u duyduğu bir iftira ile dövüp evden atmasından, Ali'nin çok saf çok iyi biriyken alemlerden kalkmamasından, Dilaşub'un anlamsız bir şekilde Ali'ye aşk duymasından ve son nefesini onun için vermesinden de detaylı bir şekilde bahsedersem sanırım kendi ruh sağlığım için hiç iyi etmiş olmayacağım...
İntibah
İntibahNamık Kemal · Bordo Siyah Yayınları · 201239,9bin okunma
·
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.