Cinsiyet; ne ölçüde kısıtlanmış bir üretim, zoraki bir etki, bedenlerin korunduğu ve korunmadığı koşulları düzenleyerek bir beden biçiminde vasıf kazanacak olan şeye sınır koyan bir etkidir? Burada amacım, “cinsiyet”in makbul alanından engellenmiş ya da sürülmüş olanın nasıl belalı bir geri dönüş olarak, sadece kaçınılmaz yasanın işleyişinde bir başarısızlığa etki eden imgesel muhalefet olarak değil, bedenlerin maddeselleştiği sembolik ufkun radikal olarak yeniden eklemlenişine sebep olacak yeni imkanlara gebe bir bozgun olarak üretilebileceğini anlatmaktır.