Çocuklar bir daha söylüyorum. Sözüme dikkat edin. Beni dinleyin. Bayram geliyor. “Elbise isteriz” diye sızlanın, söylenin,
mırıl mırıl mırıldanın, somurtun,homurdanın, yetmezse sıcak odadan çıkıp avluda gizli gizli ağlayın, sofraya oturmayın,
yemeği herkese zehir edin. Babanız kızsın, size dayak atsın, siz yine aldırmayın, fakat dayak acısıyla ağlayın. Büyükanneniz
meraklansın, küçük kardeşleriniz size bakarak ağlamaya başlasın, arada komşunun oğlanını da azdırın. Analarınız boyunlarını büksünler.
– Efendi! Bey, çocuğu üzüyoruz, desinler de evde kavga çıksın.
Babanız:
– Almayacağım, diye bağırsın.
Kayınvalide atılsın:
– Bizim damat kadar cimri görmedim, diye söylensin. Bir patırtı da böyle kopsun. Fakat unutmayın ha! Yine siz tepinin,
sızlanın, evi çın çın öttürün. O bildik yayık seslerle:
– Elbise isterim, diye var kuvvetinizle bağırın, feryat edin. Ağlarken makamdan makama geçerek, duvara doğru dönerek
uluyun, gözünüzden yaşlar insin, hıçkırıkları ‘hıg hıg’larla azdırın. Yoksa başka türlü elbise falan alınmaz.