Bilmelisin ki Allah kullarından (kendisini) birlemelerine göre davranmalarını istemektedir. Çünkü Allah’ı birlemek (tevhid), bütün davranışların temelidir. İnsanın üstünlüğü (şeref), tevhidin üstünlüğüne bağlıdır. Kul, Hakk’ı birleme konusunda samimi olursa eylemleri de hiçbir zorlama ve küçük hesaplara bulaşmamış bir hâlde muhakkak samimi olur. Çünkü yalnızca Hakk’ı gözeterek davranmak (ihlâs fi’la'mâl) birleme vesilesiyle Allah’a yönelik marifetten ve kalbin hâlleriyle ilgili bilginin aydınlığından kaynaklanır.
Kalpteki marifet nurunun neticesi, Bilinen’e [Hakk’a/hakikate] yönelik istek (şevk), Mevla’ya dönüş (inâbe) ve O’nu sevmektir (muhabbet). Şevkin neticesi gecenin karanlığında ve gündüzün aydınlığında âşıkların kıvılcimlarıyla lisanın açılmasıdır. Mevlâ’ya dönüşün neticesi hatalardan dolayı yalvarmaktır. Muhabbetin neticesi ise Sevilen’in [Hakk’ın] zikriyle kalbin açılmasıdır.