Dickens, İngiltere' deki herkesin her şey olabileceği inancıyla yoğrulan hümanizm sarhoşluğunun sesiydi. En iyi kitapları, adeta birer özgürlük karnavalıydı ve Nicholas Nickleby' de Fransız Devrimi'nin gerçek ruhu, İki Şehrin Hikayesi'ne göre daha fazla yansıtılmıştı. Eserleri devrimin şanını barındırıyordu, herkese kendisi olma teklifini sunuyordu. Ancak aynı zamanda devrimci eksikliğini de taşıyordu. Eserleri bu katıksız özgürlüğü yeterli görüyordu. Hiç kimse karakterlerini Dickens kadar cesaretlendirmemişti. "Hayalimdeki her çocuğun sevecen babasıyım," derdi Dickens.