Ancak, kütüphanesi bile bulunmayan yerleşim yerleri vardı ki -zaten okul kütüphanesinde 15-20 sayfalık resimli hikaye kitaplarından başka bir kitap türü bulunmazdı- ya öğretmenlerden, ya şehirdeki memurlardan edinilen kitap/ansiklopedilerden, kütüphane olanağı olanlar kütüphaneden, verilen ödevleri araştırmaya, okumaya, bunları sayfalarca çizgisiz dosya kağıdına (A4) elle yazmaya çalışırdık. Yazı eğri büğrü olmasın diye de altına çizgili kağıt koyardık.
Hele bir de sayfa sonunda yapılan hata yok mu, silinemeyen dolmakalem mürekkebine mi, yoksa dikkatsizliğine mi isyan. Sonra sil baştan yeniden... Dolmakalem, sonraları tükenmez kalem... pilot kalem...
Aslında hem güzel hem de iğneleyici bir paylaşım olmakla birlikte anıları da anımsattığınız için ayrıca teşekkür ederim Kâmil Bey.