Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

229 syf.
8/10 puan verdi
"SEVGİ NEYDİ? SEVGİ İYİLİKTİ, DOSTLUKTU. SEVGİ EMEKTİ.."
Değil değil..:) Belki de şöyle; "İnsanın mahiyeti ulviye; fıtratı, camia olduğundan; binler enva-ı hacat ile binbir esma-ı ilahiyyeye her bir ismin çok mertebelerine fıtraten muhtaçtır. Muzaaf ihtiyaç iştiyaktır. Muzaaf iştiyak muhabbettir. Muzaaf muhabbet dahi aşktır. " Kamus-i Osmanî Daha da mı karıştı? Çünkü dünyanın en karışık, en içi dolu ya da en yakıcı üç harfinden müteşekkildir kendisi ; AŞK. Verme potansiyelinin zirve noktasıdır. Sınırsızdır, onun için ne bulduysak doldururuz içine. Gözü kör eden bir melankoliyle cana kasteder. Bir ateştir mesela, körüklemekten pek zevk aldığımız. Savunmasız bırakmaktır kendimizi, gönüllü köleliktir. İnsan ,ayağına takılacak prangayı kendi elleriyle karşısındakine sunar mı? Aşıksa sunar. Gizemlidir, boyutları, evsafı net değildir. Karanlıktır. Kırmızı değil siyahtır aşkın rengi. Mücadeledir, direniştir ama tek kişilik. Geçici bir deliliktir. Şişirip durduğumuz balonun elbette patlayacağını bildiğimiz gibi, her şeyin farkında olup, olmak istememe halidir. Aslında en güzel Fuzulî anlatır aşkı; "Aşk derdiyle hoşem, el çek ilacımdan tabib, Kılma derman, kim helakim zehr-i dermanındadır." İşte tüm bunları Lami'nin dilinden anlattım size. Bir çift mavi gözün, altın sarısı saçların, büyüleyici güzellikte bir silüetin peşinden savrulup giden Lami'nin. Osmanlının son dönemlerinin arka planda boy gösterdiği enteresan bir aşk hikayesi. Dış güzelliği, içinin bütün çirkinliğini örtmeyi başaran, sarayda büyümüş, zenginlik ve ikbal düşkünü, istediklerine ulaşabilmek için insanları, insanların duygularını bir kalemde harcayabilen melek görünümlü şeytan, Canan 'ın hikâyesi. Aslında mevzu tam olarak o değil. Şöyle ki; "Cihanda aşık-ı mehcur sanma rahat olur, Neler çeker bu gönül, söylesem şikayet olur. " Şeyhülislam Yahya Aşkın insanı düşürebileceği bütün çukurları tek tek işaret etmiş yazar. Bu muazzam körlüğü kıskacına kapılınca güpegündüz güneşi mehtap sanan Lami 'nin yaptıklarını okurken yok artık deyeceksiniz. Canan'ın boğazına sarılıp öldürmek istediği an bile aşkından deli divane olan, kini körlüğünün gölgesinde yok olup giden Lami,rüzgarın ondan götürdüklerinin farkında değil. Ona gelen sadece sevdiğinin kokusu. Ama beni en çok Bedia hayal kırıklığına uğrattı. Lami, Canan uğruna kendisinden vazgeçtiği için, kocası ona tekrar döndüğünde ağır bir darbeyle yere sermeliydi onu. Manevi anlamda tabi. Ama yapmadı. Ana fikir; Dimyat 'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmayınız. Değil değil..:) Bırakın kalbiniz kan pompalasın, akıl en büyük nimettir. Ve tabi ki unutmadan eklemem lazım; Vefa, en müstesna duygulardandır. Keyifli okumalar..:)
Cânân
CânânPeyami Safa · Ötüken Yayınları · 20163,922 okunma
··
285 görüntüleme
Leylm okurunun profil resmi
Demek ki ne imiş; önce gönül güzelliğiymiş :) gözünüz kararacak kadar mantığınıza kulak tıkamadan seviniz efenim. Zaten Peyami Safa yı çok severim, incelemeyi de çok sevdim :) ellerine sağlık canım
Liliyar okurunun profil resmi
Mantık devreden çıkınca her şey alt üst oluyor belli ki. :) Bu kitapta çok ince tahliller pek yoktu ama yine de güzeldi. Teşekkür ederim vakit ayırdığın için. :)❤🌸
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.