Bu kitabı anlatırken bazı kelimelerin bazı anlamlara gelmediğini hissediyorum. Her şeyden önce bana ilkokul halimi hatırlatıyor. Zeze ile tanıştığımda 5. Sınıfta olduğumu hatırlıyorum. Annem bana sesli bir şekilde yatmadan önce okurdu. Şimdi 22 yaşındayım ve her okuduğumda içimde bambaşka hüzünler yer alıyor. Öncelikle büyüyüp bu hikayenin gerçek olduğunu öğrenmek kalbimi çok kırmıştı. Minik Zeze için oldukça üzülmüştüm. İnsan bazen ne kadar büyürse acısı da o denli büyüyormuş bu kitapta onu öğrendim. Tıpkı sevgili yazarın da dediği gibi ne hüzün ne de özlem insanı öldürmeye yetmiyor bir de bunu öğrendim. Bu kitabı okumadan kimse ölmemeli bence. Çünkü biliyorum ki kalbi olduğunu hisseden herkesin gönlünde yara açacaktır. Serinin diğer iki kitabını da tıpkı şeker portakalı gibi sayısız kere okudum. Herkesin bir başucu kitabı vardır benimki de şüphesiz Şeker portakalı️