Tek bir kimse yoktu ki gözyaşlarının tuzunu tatmış olmasın, çok sevmekten ya da yeterince sevmemekten dolayı acı çekmiş ve kendinden bir kısmı çok çalışmanın arkasına saklayıp kapatmış olmasın. Ve bir kişi bile yoktu ki, kalbinin o hassas çeperine pişmanlıklardan meşum bir kazık ya da acıların anısına tozlu bir tabela çakılı olmasın.