Bir Meksika halk hikâyesinden esinlenmiş olan İnci, koyda yaşayan inci avcısı Kino'nun ve ailesinin hikayesini anlatır. Yoksul ve kızılderili olmalarından ötürü ikinci sınıf insan muamelesi gören Kino'nun hikayesi çocuğunu akrep sokmasıyla başlar. Gittikleri doktor yoksul olmalarından ötürü bebeğin tedavisiyle ilgilenmez. Kino çocuğunu kurtarmak umuduyla daldığı denizden çıkardığı eşi benzeri görülmemiş bir inci bulur. Kino'nun tek istediği çocuğunu okutmak ve ona güzel bir gelecek sunmak. Ancak inci ona ve ailesine yalnızca umut değil yıkımda getirir. İncinin özü insanların özüne; Kino'nun kulaklarında çınlayan ve kasabaya yayılan İncinin Türküsü, ailenin, kötülüğün, umudun ve düşmanlığın türküsüne karışır. John Steinbeck bu hikâyede Kino'nun derinliklerden söküp çıkardığı inci ile içinde yaşadığımız dünyaya ve insanın dramına ışık tutar.