Bu yorum, incelemeye ek olarak bilgi anlamında düşünülebilir bu nedenle ayrı bir yorum olarak yazıyorum zira okumak isteyen arkadaşlar görmek isteyebilir. :)
Öncelikle güzel düşünceleriniz özelinde teşekkür ediyorum. :) Sonrasında sizin son cümleniz üzerinden kendi düşüncemi belirtmek isterim. Ben şayet kitabı, okumamış olsaydım kaybımın çok büyük olacağını ifade etmek isterim, kaldı ki sonraları yine bu kitaba dönüp okumak planlarım dahilinde. Gerçekten de Türk Edebiyatı için bir mihenk taşı niteliğinde bu kitap. Zebercet anlamı mücevher demekmiş. Belki karakter olarak mücevher olmasa da Türk Edebiyatındaki yeri, başlangıç ve ilk olması anlamında bir mücevher niteliğinde olduğu çok açık.
Yusuf Atılgan iki kitabını karşılaştırırken; Anayurt Otelinin sanatsal yönünün Aylak Adama nispeten çok yukarılarda olduğunu savunuyor. Benim için de öyle. Anayurt Oteli, Aylak Adam ile karşılaştırılamayacak kadar ileride bir kitap. Her anlamda.., gömülü anlamlar, simgesel anlatımlar, psikolojik yanlar, dışa vurumlar, arayışlar... Hepsi profesyonelce ilmek ilmek işlenerek eklenmiş esere, adeta bir mücevher ustası inceliğinde işlenmiş gibi!
Ortalıkçı kadın hakkında da birkaç bir şey eklemek isterim. Esasında depresyonda olan bir kadın. Bunu çokça uyumasından anlayabiliriz, geçmişe dair izleri fazlasıyla taşıyan hatta bu izleri silememiş bir kadının davranışlarına şahit olduk. Zebercet 'in aksiyonuna maruz kalmadan evvel bir travması var, ki Zebercet 'i neredeyse umursamıyor bile. Hatırlarsınız belki; yastığın altına mendili bile bırakıyor, izin veriyor, vermek zorunda hissediyor belki de, korkunç bir boş vermişlikle...
Çok daha fazla detay var aslında ama ancak bu kadarını yazabiliyoruz incelemeye, geriye kalanını ise kitap toplantımızda konuşmak gerekiyordu. :)