hem fabrikalar, hem de toprak
her şey emekçinin malı
tufeyliye tanımayız hak
her şey emeğin olmalı
cellatların döktüğü kan
bir gün onları boğacak
bu kan denizinin ufkundan
kızıl bir güneş doğacak...
1929 1 Mayısında, Berlin 'de üst mevkilerden ' tam yetki ' alan polisler biri 16 yaşında bir çocuk olmak üzere 33 işçiyi öldürdü. Sebep sözde ' ulusal güvenlik ' kaygısıydı. 1 Mayıs' ta yürüyüş yapma haklarının gasp edilmesine karşı olan 33 devrimci, orantısız güç ile militatizmi kutsamış güvenlik güçleri tarafından üzerlerine ateş açılarak katledildi. Aynı olay bizim ülkemizde de 1977 yılında Taksim'de gerçekleşti. Sebepler aynıydı.
Wedding Barikatları bu kanlı 1 Mayıs 'ın öncesini, sonrasını tüm gerçekliği ile anlatıyor. Berlin' in işçi mahallelerine gidiyoruz, dönemin siyasi çevresine bir göz atıyoruz kitap sayesinde. Yazarın hikayesi ise ayrı bir hikaye aslında. Yazar, Naziler tarafından tutuklandıktan sonra bir akıl hastanesine kapatılmış ve bir daha kendisinden haber alınmamış. Yazarın hikayesi de, işçi mahallesindeki insanların hikayesi de okurken içimi ezim ezim ezdi. Yukarıdaki dizeler enternasyonal marşına ait dizeler. Israrla okunmasını tavsiye ettiğim kitaplardan biri artık Wedding Barikatları...