Kitabı elinize alıp arka kapaktaki yazıyla karşılaştığınızda size kolay kolay bu kitabı bırakıp almamazlık edemezsin diyor.. ilk aşamada sizi ikna ediyor. Kitabı okumak için heyecan duymanızı sağlıyor, okumaya başlayınca da kitabın ilk yarısını okumayın,gereksiz uyarısı geliyor. Haliyle bu oyun sizi içine çekmeye başlıyor ki anlatım tarzıyla da bu hissinizi kuvvetlendiriyor. Tam bu kadar büyük lafların arkasında bu hikayemi varmış derken tokat atıyor ve bu nasıl dersin diyor. Derken bir daha. Bir daha. Bu olurken aynı zamanda romandaki karakterlerin hissettikleri adeta o an sizde hissediyorsunuz(huzursuzluk,merak,heyecan,kaygı...). Genel olarak bakıldığında sıradan bir hikaye gibi görünüyor diye düşünüyorsunuz ama detayların farkedilmesini sağlayan romandaki gizli ses ve tercihe bırakılan sonlarla yazar bir kez daha tokatını atıp hiçte öyle değil diyor. Kısacası sürekli tokat yediğinizi hissettiğiniz, bazen sizi en derin anlamlara çekebilen bazen de sizi muallakta bırakıp aslında istediğinin de bu olduğunu söyleyen açık sözlü,son derece etkileyici bir kitap!