Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

672 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Zaten her yerde, her şeyde olan Yaradan' a varmak için yola ne gerek var? Bazen fazla ilgi de organizmanın gelişimini engelleyebiliyor, belki de tembellik yüklüyordu.. Ben demiyorum ki kimyasal dengesizlik diye bir şey yok ve ilaç tehlikelidir.. Kullandığımız sudaki,diş macunundaki florür, yediğimiz domatesin kabuğuna ilaçlamayla bulaştırılmış zehirler yüzünden kimyasal dengemız zaten bozuluyor. Maruz kaldığımız tüm bu zehirler, ki bunlara çocuklarınıza yedirdiğiniz krakerlerden çikolatalara her yerde kullanılan glutamat, aspartat, sistein gibi beyin hücrelerını öldürdüğü ispatlanmış, onaylanmış aminoasitleri de ekleyın ve hesabı yapın. Depresyonda olmanız için özellikle dizayn edilmiş bir çevrenin içinde istatistiksel olarak bugüne kadar bir tek kişiyi bile iyileştirmediği kanıtlanmış bu antidepresanları, psikoterapik ilaçları kullanarak daha da hasta hale geliyorsunuz. Beyniniz çalışmayınca kontrol edilebilir oluyorsunuz! Anlamıyor musunuz?! Size yedirdikleri içirdikleri bu zehirlerle insanlığınızı, iradenizi öldürüyorlar!" "Ama acı çekiyoruz!" dedi Leyla, ağzından çıkan kelimeleri kontrol edemeyerek. Zeki karısına sarıldı. Paylaştıkları acıda sanki bir olmuşlardı. "Çektiğiniz acının kaynağını sorgulayın, kendinizi uyutmak yerine çabaya geçin. Size söz veriyorum, iki yıl içinde her şey değişecek. Acıdan kaçmayın, odaklanın. Acı odaklandığınızda küçülürken, ondan saklanmaya,görmezden gelmeye çalıştığınızda her tarafa yayılır, büyür. Sadece size değil, etrafınızdakı herkese bulaşır, Odaklanın ve anlayın, acı anlaşıldığında huzura dönüşür.. Burası, her gün acıyan milyonlarca insanın şehriydi.. Öyle öğretilmişdi ona. Herkesin yaptığını yapmanın doğru olduğu öğretilmiş, gelişmek için yaratılan beyni, adım adım, dinlediğini uggulamaya teslim olmuşdu.. Çoçuğun zekası yaramazlığıyken, o yaramazlığı bastırmak için ilaç veriliyor! Mutluluk beyni bir kalkan gibi korurken, sahtesi resmen adım adım öldürüyordu beyni.. Haksızlıktan doğmuş, yardım almamaktan köklenmiş, yalnızlıkla desenlenmiş bir kin.. Böyle giderse, ileride önüne gelen ne varsa yıkmaya hazır olacak güçte bir kin. Böyle doğmuyor muydu toplumun psikopatları, katilleri? Çoçuk yaşta yaşadıkları travmalarla, çaresizliklerle birer canavara dönüştürülmemişler miydi? Merakını kontrol altına alamayan insan, kaybetmeye daima adaydı.. Yardım ederseniz bir şeyin eksikliği diğer bir şeyin fazlalığına dönüşebilir.. Eksikliklerimize odaklanıp inancımızı kaybedersek yeteneklerimiz asla var olamaz.. Beslemek lazım, eksikliği ne olursa olsun, insanı beslemek lazım. Kolay değil ama başardığınızda hayatınızda keyif aldığınız her şeyden daha keyifli, daha huzurlu olacaksınız.. İnsan yalnızdı. Ne kadar bir arada olursak o kadar yalnızlaşıyor, kalabalıkta kayboluyorduk.. Bazen ağladığımızı kafamızın içindeki gürültüden kendimiz bile duymuyorduk.. İnsanın içindeki karanlık dengezikle birleşince insanlık için daha da tehlikeli oluyor Seni yaralamak istemiyorum, ama beni yaralaman da izin vermem.. Yaşadığımız her sıkıntıda, her hayal kırıklığında, her köşeye sıkışmışlığımızda fark etmemiz gereken, düzeltmemiz gereken bir yönümüz yüzümüze vuruluyordu.. Çünkü birlikte olmayı seçtiğimiz insan, derinliğimizin, temizliğimizin ölçüsü, kimliğimizin özüydü.. Fark ettim ki insana en büyük katkı ya yüreğini besleyenlerden ya da yüreğjnu dağlayanlardan geliyor..
Pi
PiAkilah Azra Kohen · Everest Yayınları · 201813,8bin okunma
··
167 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.