Gönderi

Görünür gerçeğe rağmen, bir insanın ölümünün bir sineğin ölümünden farksız olduğu bir çılgınlık dünyasında yaşadığımızı; bu hesaplı vahşetler ve ölçülü delilikleri, insanda korkunç bir hürriyet isteği duyuran bu hapsedişi, öldüremediklerinin üzerine sinen bu ölü kokusunu, nihayet her gün bir kısmımızın fırın ağızlarında yığın yığın birikip yağlı dumanlar halinde havaya karıştıkları, başkalarının ise kendi sıralarının gelmesini mecburen bekledikleri, serseme dönmüş bir topluluk olduğumuzu sükûnetle inkâr etmek istiyorlardı.
Sayfa 244Kitabı okudu
··
88 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.