Kırık dökük bir hayat hikayesi var karşımızda. Willow, "osteogenesis imperfecta" ya da halk arasında "cam kemik hastalığı" olarak bilinen bir hastalıkla dünyaya gelmiş bir bebek. Bu hastalık öyle bir şey ki anne karnında bile fetüste kırıklar olabiliyor, diyelim ki düştü, normal bir çocuk gibi ağlayarak değil, birçok kırıkla ayağa kalkmak zorunda olan biri Willow. Ancak bu hikayede en az Willow kadar sizi etkileyen ve üzüldüğümüz başka bir karakter daha var, Amelia. Willow'un ablası. Sağlık açısından herhangi bir sorunu yok ancak duygusal kırıkları günden güne artıyor, çünkü ailesi Willow'la ilgilenmekten onu görmez oluyor... Ancak Charlotte ve Sean'in de işinin hiç kolay olmadığını söyleyebiliriz, yaşamadan nasıl bilebiliriz ki ablası yatağın diğer ucunda zıpladığı için kemiği kırılan bir çocuktan bahsediyoruz. Bu aile yaşamlarına olağan(!) seyrinde devam ederken bir avukatla karşılaşırlar ve Willow'un geri kalan hayatını kolaylaştıracak bir dava açmayı önerir. Ancak çok önemli bir sorun vardır eğer bunu yapacaklarsa davalı taraf Charlotte'un en yakın arkadaşı ve doktoru olan Piper olacak ve mahkemede çok sevdikleri kızları Willow'un hiç doğmamasını dile getirmek durumunda kalacaklardı. Başta da dediğim üzere etik ve kişisel kararlarla ilgili oldukça sorgulayıcı bir kitapla karşı karşıyayız. Ama öyle bir son sizi bekliyor ki... Kalbim etkisinden bir süre çıkamayacak Bu kitabı okumak bana çok şey kattı ve iyi ki okumuşum dedim. Sizlere de gönülden tavsiye ederim

Cam ÇocukJodi Picoult · April Yayıncılık · 2020938 okunma

·

8 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.