Pekiyi, yabancılaştırılan ve sömürülen o Özne, o "türe ortak"
ya da toplumsal varlık nedir? İktisatçı ve siyasal militan olan Marx,
proleterin durumuyla insanın yaratıcılığı arasındaki çelişkiyi mutlak
proleterleşmenin temel olgusu olarak kavrar. Bu, yaşanan bir
çatışmadan çok nesnel bir çelişkidir çünkü o çatışma işçi hareketinin
önemli ve özerk bir edimciye dönüşmekten çok uzakta bulunduğu
bir toplumda mevcut bile değildi. Bu belirleyici bir yön değişimidir.
Marx'in düşüncesi toplumsal çatışmaların değil, bir yanda
üretim güçleri ve tümlüğün, diğer yanda da sınıf egemenliği ile bireyci
ideoloji arasındaki çelişkilerin bir çözümlemesidir. Kapitalizme
karşı, Marx bir toplumsal harekete değil doğaya başvurur. Proleterlerin
ve proletarya Entemasyonali'nin eylemi, bir çıkar grubunun
kendi hakları adına yaptığı bir talep olamaz: tam tersine, olgucu
eylem yeteneği tümüyle, kapitalizm tarafından esir tutulan üretim
güçlerine dayanan yabancılaşmış emekçilerin, kapitalizmin çelişkilerini
çatlatıp parçalayacak bir güce dönüşümüdür.