◦ Kitabı ilk elime aldığımda ilk baktığım ‘Kanayak’ın ne demek olduğu oldu. Kanayak halk dilinde kadın,kız,eksiketekmiş. Kanayak erkek anlatıcılara, erkeklerin dünyasına girerek kadın meseleleri üzerinde duran bir kitap. Kimi öyküsünü kim anlatıyor acaba kadın mı erkek mi diye 2-3 kere okuduğum oldu. Yazılmasındaki en büyük sebebin şüphesiz öldürülen kadınlarımıza, tecavüze uğrayan kadınlarımıza, cinsel istismara uğrayan çocuklarımıza bir deyiş, bir başkaldırı.. Öykülerin hazmının zor olması, okurken rahatsız etmesinin nedenidir diye düşünüyorum. Öykülerde müzik, resim gibi bir nevi duyguların ortaya çıkışını destekleyen sanatsal öğeler yakaladım. Kurgular anlatılırken büyülü gerçeklikle aktarılmış biz okurlara. Ders vererek, aforizmalar uydurarak değil. Büyülü gerçekçilikle anlatılmasına rağmen inandırıcılığı yüksek öyküler, imkansız olmayan olaylar ve ne yazık ki ülkece yaşadığımız vakalar vardı. Her karakter, her nesne özenle seçilmiş gibiydi hatta o kadar özenilmiş ki bazen acaba çok mu zorlama olmuş diye de düşündüm. Dikkatli okunması gereken bir kitap ortaya çıkarmış yazar. Öykülerin sıralanışında bile bir kasıt aradım bir düzen hissettim. Lanettayn sıralanmış öyküler olmadığı kanaatindeyim. Çok ama çok sert bir kitap. Okurken pek çok işaretlediğim, not aldığım yerler oldu. Son öykü de Mart ayında okuyacak olduğum Kurtlarla Koşan Kadınlar’a bir önsöz mahiyetinde oldu. Her öyküden aynı derece haz almadım. Manıklar benim için nam-ı diğer Sütleğen açık ara en sevdiğim öyküsü oldu. Tiyatral anlatımla yazılmış öykü de yine yazarın anlatım tarzındaki farklılığı ortaya serdiğini düşünüyorum.

KanayakGamze Arslan · Can Yayınları · 2019665 okunma

·

4 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.