Ah bu kitabı almak için rafa uzandığımda duyduğum heyecanı anımsıyorum, aradan yıllar geçti ama bu kitap aklıma her düştüğünde yüreğimde canlanan bir heyecandır bu.
Naoko isimli sevimli bir kızımız henüz 16 yaşında ve ne yazık ki dünya onu şimdiden çok yormuş. Bir gün bir yazar olan Ruth pasifikin öte tarafında tanrı bilir hangi dalgalarla oraya vurmuş bir günlük buluyor. Nao'nun acıklı ve gerçekleri aynı deniz dalgaları gibi şiddetle yüze vuran hikayesi. Günlüğü.
Bu karmaşık ve umutsuz dünyada genç bir kız olmanın çarpıcı gerçekliği, maskülenlik altında ezilirken yok olmuş bir topluma karşı koymanın zayıflığı. Naoko'nun gözünden hep yüz çevirdiğiniz belkide kimilerinizin yaşadığı o yadsınamaz hayatı göreceksiniz. Genç bir kızın karman çorman olmuş yaşamında ufak bir anlam parçası ararken kendini umursamazsa saldığı hayat okyanusu acaba öyküsünü sürükleyip vurduğu gibi onu da bir sahile ulaştırabilecek mi?
''Le mal de vivre, bana anlamını sormuştun. İşte anlamı şu; kötülük, üzüntü, ızdırap. Dünyada nasıl bu kadar çok acı olabilir?''