Gönderi

559 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Chiyo adlı küçük, zıpır kızımız küçük balıkçı kasabasından kaçırılarak/satın alınarak bir geyşa evine -okiyaya- getirilir. İsmi değiştirilip Sayuri yapılır. Artık Chiyo ölmüş, çırak geyşa Sayuri doğmuştur. Henüz 9-10 yaşlarında olan Sayuri sert bir eğitim almaya başlar. Resmen nasıl köle olunabileceği öğretilir. Zarif, nazik ve güzel bir köle. Bir geyşa. Hata yaptığında sopayla dövülür, saygısızlığa tahammül yoktur. Okiya bir hapishane gibidir. Bir okiyadan kaçmak okiyanın adına leke sürmektir. Bu yüzden ilk kaçma girişiminde başarısız olan Sayuri geyşa eğitimi alma hakkını kaybeder. Sonrasında aydınlanma geçirip güçlü olmaya karar veren Sayuri geyşa olmak için var gücüyle çalışmaya başlar. iyi bir üne, güce sahip olabilmek için, kimseye muhtaç olmamak ve hayatının aşkına kavuşmak için. İkinci dünya savaşında daha zor bir duruma düşen ve hem hayatı hemde kariyeri için savaşmak zorunda kalan Sayuri kendi içinde çok daha zor olan savaşlara girer. Kitabı okurken gözyaşlarına boğulduğum, sinirden sayfaları yırtmak istediğim o kadar çok sahne vardı ki. bir süre Japonlardan ölesiye nefret ettim zaten. Fakat acı olan gerçek bunun ataerkil sistemin bir uzantısı olduğu ve her kültürde, her millette kadının yerden yere vurulduğu bu tarz geleneklere rastlandığı idi. Yinede Sayurinin güçlü, kendinden emin adımları, pes etmemesi ve yaşadığı acılardan ders alması kesinlikle çok önemli dersler veriyor bizlere. Biz, kadınlara. Hiç bir gerçek altında eğilmemeliyiz, belimizi bükmemeliyiz ki asla tekmeleme fırsatı bulamasınlar.
Bir Geyşanın Anıları
Bir Geyşanın AnılarıArthur Golden · Altın Kitaplar · 20003,296 okunma
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.