Bazen hayatta insanlara kendimize inandırmak için çok çaba sarfederiz. Fakat, ne yaparsak nafile... Karşıdaki kişi neye inanmak isterse ona inanır. Tıpkı bu romandaki Andrey Yefimiç gibi. Yaptığı sadece bunca zaman sonra karşılaştığı, düşünebildiği, tartışabildiği biri ile konuşmaktı muhattabı deli olsa dahi...
Öte yandan içinde oluşturduğu bir şüpheyle hayatına devam edemeyip sonunda akli dengesini yitiren diğer bir karakter İvan dimitriç.
Düşünmeye sevk eden, felsefi olarak içsel çatışmalar yaratan bir romandı. Keyifle okudum.
Şiddetle tavsiye ederim.