Geceyi gece yapan, güneşin dünyaya arkasını dönmesi midir?
Yoksa ayın ışığında parlayan kar, yastığa dökülen gözyaşı mı? Gözlerden firar eden uyku mu?
Kalbin duvarlarında bir delik, bir yol arayarak ışığı bulmaya çalışan kırgınlık mı, yoksa aklın parmaklıklarını sarsarak firar etmek isteyen öfke mi?
Geceyi gece yapan, babanın evlattan, evladın kardeşten, kardeşin dünyadan sakladığı o gerçeğin karanlıkta yaşamayı sevmesidir belki, kim bilir.