Yazın bir yeriydi. Kiraz ve tabak
Fena halvettiler kaba gölgeli
Çekik kılıç gibi geldi bakarak
Sakindim -- bilakis fena öfkeli
Ben dedim sadece devletin ben bir --
Çıktı kâğıtları masaya boca
Müstahdem çay verdi ve iki öğüt
Anti pas ve septik depresan bolca
O gün uyumadım uyuyana dek
Olsaydı adını epey öperdim
Avlanak dediler ey kaymakam beg
Onlara yediğim oku gösterdim
Şimdi ben Bolu’dan emekli malül
Kapıya bakmaktan kapıyı deldim
Avanak dediler ey kaymakam beg
Onlara yediğim oku gösterdim
Tutsaklık diyorsan başka bir balık
Kovayla denizin arası kadar
Aşkla yağmur kadar kirazla tabak
Bunlardan Bolu’da pek çok daha var.
(İtibar, S 3, Aralık 2011, s. 5.)