Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

327 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
29 saatte okudu
DR Ali Şeriatı bir Sosyolog gözüyle dinin tarihini özetliyor. Klasik islam düşünürlerinden farklı özgün fikirleri var. İslamın en büyük düşmanının muhafazakarlık ve statükoculuk olduğunu söylüyor. Bu saptamaları yaparken toplum tarihinin en antik unsurlarından itibaren alarak, bilimsel diyalektik yöntemi kullanıyor. Özetle diyor ki. Tarih boyunca dinin savaştığı şey başka bir dindir. Din hiçbir zaman dinsizlikle savaşmamıştır. Çünkü tarih boyunca hiçbir toplumda dinsizlik baskın unsur olmamıştır, dinsizlik insanları örgütleyerek toplu bir hareket öznesi haline getirememiştir. O halde dinin savaştığı ve dine karşı olan şey nedir? O da dindir. Bu din küfür dinidir. Eski çağlarda putçuluk, çok tanırıcılık olan bu küfür dini İbrahimden sonra yahudilik, hristiyanlık ve islam çatısı altında örtük bir şekilde boy göstermeye başlamıştır. Yani müslümanlara esas düşmanınız dinsizlik ya da tanrısızlık, materyalizm gibi görüşler değildir bilakis yozlaşmış, saptırılmış semavi dinlerdir. Bir çok görüşüne katılmama rağmen bazı hususlarda yanlış çözümlemeler yaptığını ve bazı nesnellikleri gözardı ettiğini farkettim. Bir sosyolog olarak topumsal alt yapı ve üst yapı olayını gözden kaçırmış ( bu mümkün değil). O halde bunu bilerek dikkate almamış diyebilirim. Nedir bu altyapı üstyapı meselesi. Sosyoloji ve Siyaset Biliminde Altyapı ve üstyapı, Toplumsal kuruluşun bütün elemanları, başlıca iki ana grupta toplanabilir. Ekonomik ilişkileri ve bunlar etrafında biçimlenen üretim ilişkilerini oluşturan maddi unsurlar grubuna “temel” ya da “altyapı” diyoruz. Toplumun, manevi, siyasi, düşünsel olaylarının ve kurumlarının oluşturduğu ikinci grup unsurlara ise “üstyapı” adını veriyoruz. Üstyapı, toplumun altyapısının bir yansımasıdır. Her toplum, üretimi ne tarzda gerçekleştiriyor, hayatın yeniden üretimi sürecinde ne türden ilişkilere giriyorsa ve bu ilişkilerde hangi sınıf egemen durumdaysa, üstyapıyı oluşturan elemanlar da bunların özelliklerini gösterirler. Her toplumda egemen fikirler, bu yüzden egemen sınıfların fikirleridir. Gene her toplumun, dinsel, ahlaki, felsefi, hukuki yapıları, yani üstyapısı, temele siyaset aracılığıyla bağlanır ve böylece üstyapının altyapı üzerinde etkili olması sağlanır. Fakat genel olarak ve tarihi bakımdan, daima belirleyici olan altyapıdır. Sınıflı toplumlarda altyapı ile üstyapı arasında uzlaşmaz çelişmeler bulunur. Özellikle mülkiyet ve siyasi üstyapı, altyapıda gelişen üretici güçlerin gerisinde ve onun üzerinde gelişmeyi engelleyici bir rol oynamasından dolayı da bunlarla karşıt bir durumdadır. Diğer yandan egemen üstyapı, üretici güçlerin gelişmesini yansıtan başka ideolojik ve siyasi fikirlerle, ahlaki tutumlarla ve kültür unsurlarıyla da çatışma halindedir. Ezilen sınıfların mücadelesinin yarattığı yeni düşünceler, yeni siyasi örgütlenmeler, yeni toplumsal alışkanlıklar ve gelenekler, egemen üstyapının yerleşik ve gerici unsurlarıyla karşı karşıyadır. Toplumun temel çelişmesinden kaynaklanan bu karşıtlık, işçi sınıfının ideolojisi ve örgütleri aracılığıyla en keskin ve uzlaşmaz biçimini kazanır. Ali Şeriati herseye rağmen dindeki yozlaşma olayının ekonomik boyutunu görebilmiştir. Fakat sonuç olarak maddeci bir sosyolog ve tarihçi olmadığı için metafizik bir bakış açısı ile yaklaşmış bunu üretim ilişkileri ve üretim biçimi ile alakasını göremeyip insanın fıtri yapısına bağlamıştır. Son tahlilde her müslümanın okuması gereken bir kitap. Zira inandığın dini sorgulatacak görüşler içeriyor. Her ateist ya da deistin okuması gereken bir kitap. Red ettiğin dine farkı bir bakışla yaklaşmanı ve dinin özündeki ilerici muhtevaları görebilmen için ışık tutuyor.
Dine Karşı Din / Anne Baba Biz Suçluyuz
Dine Karşı Din / Anne Baba Biz SuçluyuzAli Şeriati · Fecr Yayınları · 20091,341 okunma
··
457 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.