Yunus musun sen yoksa? Yusuf olduğun yalan!! Bir noktada kesişip iç içe geçen iki ayrı ışık huzmesi ,aynı boyun eğmeyiş, aynı iç ağrısı ve aynı köklü sessizlik.. Devinimsizlik içinde çırpınan iki genç bedenin içinde ihtiyar ruhlar..Onlar ( en azından biri) ne yaptıklarını çok iyi biliyorlar. Yusuf 'un hikayesi, Yunus'la birlikte başlıyor. Her şey bir tesadüf gibi görünse de, çok olağan gelse de, ara ara " Acaba şu sebepten mi?" diye içinizi kemiren sorulara dönüşüyor okudukça. Ama Yunus'un gidişiyle hiçbir şey bitmiyor. Bir jilet kesiği, bir insanı öldürmeye yetse de, yok etmeye yetmiyor. Önce gölgesi Yunus oluyor Yusuf 'un. Sonra kendisi. Gidenden geriye kalan her şey, kalanın omuzlarına yükleniyor. Ve insan o zaman anlıyor, ölmenin yok olmaya yetmediğini. YALAN!! Yusuf Aksu da, hayatı da, savunduğu, hatta üzerine yüklenen kuram da.. Anlayamadığımız her şeyin çok derin, çok anlamlı olduğunu farzeden zihnimiz de, insanların gözlerindeki gölgelerimiz de yalan. Yalanla başlayıp yalanla biten bu kitap, günümüz dünyasının bir minyatürü, günümüz insanın bir aynası sanki. Bazen yalandan sıyrılma çabasının bile yalan olduğuna hükmediyor insan. Bu sessiz bir eleştiri ,suskun bir başkaldırı gibi. Kitabın sonunda anlayacağımız üzere kişiler değişebiliyor ama döngü hiç değişmiyor. Aynı yalan koşusunun bir başka dönemecinde bir başkası çıkıyor sahneye. Bayrak hiç yere düşmüyor. Kitap üç bölümden oluşuyor. Bu üç bölümün dışında bir ön öykü, bir de ek yazı yer alıyor. Yunus Aksu, Yusuf Aksu, Refika Hanım, Enis Bey, Prof. Dr. Osman Nuri Balcı, Beşinci Murat, Cazibe Çelebi, Cemile, Canan, Bayram Beyaz ve daha pek çok kişiyle geniş bir karakter yelpazesine sahip. Bu karakterler çok ustaca seçilmiş ve yerleştirilmiş. Bazıları; kabul görmüş değerleri, özlemleri, iyi olanı temsil ederken, bazıları ise yalanın, yapaylığın, bilgisizliğin simgesi olarak boy gösteriyor. Yusuf Aksu'nun annesi, kitapta çok geniş yer işgal etmese de, her şeyin başında, temel yapısında ve ana sebebinde muazzam derecede etkili. Gerçek hayattan bir kesit okuyor gibi hissediyor insan. Dahası her an kendinizi sorguluyorsunuz. Yusuf Aksu 'nun aykırı, silik ve kendi olmayı bile başaramayan kişiliğinde, dalından bir elma bile koparmamış, hiç çiğ köfte yememiş, ciltlerce ansiklopedi okumasına rağmen, iki taneden başka roman okumamış haliyle enteresan bir kahraman. Insanların ruh hallerine göre daralıp küçülen caddeleri ya da büyüdükçe büyüyen odalarıyla, tümden yok olan bir varlığın şeklini,eriyerek alma çabasındaki bir sürgünün yaşam hikayesi. YALAN hikayesi.. Keyifli okumalar..:)

YalanTahsin Yücel · Can Yayınları · 2007615 okunma

··

249 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Liliyar