Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

168 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
“Seçkin bir okur kitlesinin” edebiyat anlayışına göre “popüler kültür” olarak fişlenip burun kıvrılan, karanlık alana dahil “fantastik, gotik, polisiye, bilim kurgu” türündeki eserleri, diğer edebi eserlerden daha az değerli gibi kestirmeci bir tavırla dışlamak, çağının toplumsal duruş ve ruhunu da bir nevi, yok saymaktır. (Elbette, türün kendi içinde, incelemeye değer olanları olduğu gibi, sadece taklit olarak kalanları da var.) Yoğun olarak yüzyılın başından bugüne (az olsa da, önceki tarihlerde örnekleri mevcut) değişen toplumsal yapıyla paralel, kült eserler arasında yerini almış, günümüze kıyasla ham üsluplarıyla bile unutulmaz eserler arasındaki “fantastik, ütopik, anti-ütopik, gotik” eserler, kendi içlerinde barındırdıkları “sanat, bilim, felsefe, sosyoloji” gibi pek çok farklı alandan motifler taşır. Örneklenebilir, o örnekler çoğaltılabilir. Metaforların, Marksist terminolojinin, katmanlı anlamlar sağladığı “1984, Cesur Yeni Dünya, Hayvan Çiftliği” vs yakın zamanda tekrar okuduğum, fikrimi de paylaştığım, ilk aklıma gelenler. Bu kısacık liste dahi, türün entelektüel ve akademik olarak yok sayılamayacağı gerçeğinin, ispatı niteliğindedir. Türün çağımız için genel işlevi, toplumu beklenmedik ve farklı olana alıştırmak, bir şekilde ilk şoku yumuşatmaktır. Önümüzdeki günlerde, aynı yazardan en bilinen eseri “Dracula” yı yeni baskı olarak tekrar okuyacağım, şu an için en azından öncesinde böyle bir girişe ihtiyacım vardı, çünkü; muhtemelen ona daha uzun bir değerlendirme yazacağım:) Orta işçi sınıfın yükselme çabaları (hırsı), bireyin önce ebeveynler, sonra toplumsallaştırma ve sisteme uydurma gayretiyle disipline edilmesi için ilk çocukluk çağında okula gönderilmesi, rasyonelleşen insan ilişkileri, fantastik edebiyatta farklı bir ütopya olarak vücut bulur. “Özgürlük”. Sözün bir yerinde, geçmişteki örneklerin günümüze göre daha ham bir üsluba sahip olduğunu söylemiştim, belki bazı klasiklerde de okurun, umduğunu bulamamak, hayal kırıklığına uğramak şeklinde tarif edebileceği birçok gedik, eseri dönemiyle değerlendirememekten kaynaklı (istisnalar mevcut). Bu eseri tavsiye listeme almayışımın en önemli sebebi, türünün hakkını verememekten ziyade, yayınevi menşeili. İçeriğe değinmiyor, kendimi bir sonraki eserine saklıyorum. Zira ziyan edilmiş gibi hissediyorum. Konu akışına aksattıracak kadar çok yazım hatası mevcut, bir noktadan sonra karakter isimleri bile olay örgüsünden kopuk. Kitabın sayfa sayısı bile muamma, çünkü hiçbir sayfada yok. Bunu farklı değerlendirebilir, tavır kabul edebilirdim, fakat diğer hatalar, bu aşırı yorum halini gereksiz kıldı. Acilen redakte edilip tekrar basılmalı. Zaman kaybıydı diyemem ama, size tavsiye edeceğim bir kitap olmaması açısından üzgünüm. Saygılarımla..
Beyaz Yılanın İni
Beyaz Yılanın İniBram Stoker · Altıkırkbeş Yayınları · 201927 okunma
·
63 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.