Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Hiçbir çocuk anasından “yalancı”, “vefasız”, “hâin” olarak doğmaz. İnsanlar bu huyları çevrelerinde, yakınlarında göre göre öğrenir. Hiçbir çocuk ilk seferinde yalan söylemez. Ama ana-babasının yalan söylediğini göre göre o da buna alışır. Veya doğru söylediğinde başına bir zarar gelirse bundan korunmak için yalan söylemeye başlar. Böyle böyle yalana alışır. Eğer çocuklarımızda kötü huylar görüyorsak bunun sebepleri üzerinde durmamız, “acaba bu kötü huyların onda ortaya çıkmasına benim söz ve davranışlarım sebep olmuş olabilir mi?” diye düşünmemiz gerekir. Günahlar mikroplar gibidir. Hiçbir günah küçümsemeye gelmez. Nasıl ki bazı mikroplar bulaşıcı olup sadece hasta olan kişiye değil başkalarına da sirayet ediyor ve zarar veriyorsa bizim işleyeceğimiz kimi günahların da bize, yakınlarımıza, çevremize hem bu dünyada hem de âhirette bir takım zararları olur. Sizin çocuğunuza söylediğiniz bir yalan, çocuğunuzu da yalana alıştırarak onun da huyunu bozar. Sizin çocuğunuza yaptığınız bir haksızlık ve zulüm, onun da bunu başkasına yansıtmasına sebep olabilir. Sizin daha sonra o günahtan tövbe etmeniz halinde bu durum sizin düzelmenize yol açsa bile bozulmasına yol açtığınız kimseler üzerindeki etkisi devam edebilir. Allah Resûlü (s.a.v.) etrafındaki insanların davranışlarını kontrol eder, bu davranışlar içinde yanlış olan veya yanlışa gitme ihtimali bulunanlara müdahale ederek doğrusunun ne olduğunu gösterirdi. Olan bitene kayıtsız kalmazdı. Şuurlu bir mümin de herhangi bir yerde yanlış giden ya da gitme ihtimali bulunan bir şey gördüğünde elinden geldiğince işin doğrusunu ortaya koymaya çalışmalı, yanlış ve kötülüklere kayıtsız kalmamalıdır. | Prof. Dr. Soner Duman
··
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.