Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

200 syf.
10/10 puan verdi
"Üzülebilenler’e selam, ‘üzülemeyenler’e yazıklar olsun.”
Metin Karabaşoğlu okumalarım devam ediyor. Kitabın arkasında kitapla ilgili bilgi verilirken şöyle bir açıklama var: “Yüreği hakikate açık ince ruhlu bir şair olarak Rilke’ye, bu yolda yaşadığı acılardan kurtulması için, psikiyatriste gitmesini önerir dostları. Rilke bu öneriyi önce dikkate alır, ama bir müddet sonra terapiyi bırakır. Sebebini sorduklarında, dostlarına şu cevabı verir: “İçimdeki şeytanları kovayım derken, melekleri de ürkütmek istemiyorum.” Melekleri Ürkütmeden, Rilke’nin bu sözünün dikkat çektiği noktada ilerliyor. Hayatı acıları ve sevinçleri, mutlulukları ve hüzünleri ile bir bütün olarak kavramanın ipuçlarını sunuyor. Ve hayatın başına gelen her şeyden bizi hakikate ve huzura götüren bir yol bularak, insanlığımızı gerçekleştirmenin imkânlarını irdeliyor…” Kitap girişteki Başlarken bölümü hariç beş bölümden oluşuyor. Duyguların dili, Küçük Hayatlar, Olguların Dili, Akl-ı Selim ve Yüzleşmeler. Kitapta ilk yazıya “İnsan Melek, Dünya Cennet Değildir” başlığı atılmış. İnsan melek değildir, çünkü nefis taşır, çünkü tercih hakkı var, farklı düşünebilir, bu sebeple ihtilaflarda taraf olur. İnsan melek değildir, karanlık ya da aydınlık, sağ ya da sol yol, tercihlerine bağlıdır. İnsan melek değil ama geldiği yerde acısız, dertsiz, canımlı cicimli cennet gibi bir hayat hayal eder. Ama görür ki hiç de öyle değildir. Herkesin aynı düşündüğü, acısız, dertsiz bir hayat burada ancak bir hayaldir. Peki nerede vardır böyle bir hayat? Asrı saadette mi? Cevabını kitaptan okumak lazım. Üzülebilmek yazısında H. B. Stowe’nin “Gerçekten hüzün duyma kabiliyetinde olan bir ruhun iyiliğe de kabiliyeti vardır.” Sözünden hareketle üzülebilme ile iyilik arasında, üzülememe ile kötülük arasında bir bağ kuruyor. Ve üzülebilen insanları daha çok sevdiğini söylüyor. “Yarınki dünya bugünkünden daha iyi bir dünya olabilecekse, yaşadığımız şu ülkede bugün yaşanan haksızlıklar yarın ortadan kalkabilecekse, işte bu ‘üzülebilenler’ sayesinde olacak. “Yazı ’Üzülebilenler’e selam, ‘üzülemeyenler’e yazıklar olsun.” ile bitiyor. Yazar hasitlere de değiniyor. “Onlardan korkulur” diyor. “ Hasetlerinden hele. Haset ettiği zaman hasetçinin şerrinden hele. Kendi ayaklarınız üstünde durmaya çalışın; ayaklarınızı kıskanırlar. Kendi yağınızla kavrulmayı seçin; yağınız dağlar yüreklerini. Yüreğinizin götürdüğü yolda yürüyün; yüreğinizi de yolunuzu da kıskanırlar. Kıskanmakla kalmaz haset ederler. Namertler mertleri sevmez. Hesâbiler hasbîlerden rahatsız olur. İhtirası kabiliyetlerinden büyük olanlar, kabiliyetlerini büyütüp ihtiraslarını yok etmeye çalışanlardan nefret eder.” Köroğlu’nun “Tüfek icat oldu mertlik bozuldu.” cümlesi “Yüzsüzlük” yazısında yer alıyor. Hem de ne yer alış. “Tüfek, top, gülle, mermi, bomba icat olunup ‘yüz’ler savaştan çekilince, mertliğin yerini namertlik, ‘delikanlılığın’ yerini kalleşlik alıp başını gitmiştir.” Bu kalleşlik sayesinde “Keskin nişancılar gencecik fidanları arsızca öldürür Bosna’da ve başka her yerde. O yüzden, Enola Gay pilotu arsızca indirir atom bombalarını Hiroşima ve Nagazaki’ye. O yüzden, Amerikan pilotları evvelki gün Vietnam’a, dün Afganistan’a, bugün Irak’a indirir bombaları. O yüzden, terörist uzaktan kumandalı mekanizmaya yerleştirerek patlatır bombasını. Oysa yüzyüze gelseler, yaptıkları eylemin öldüreceği insanın yüzünü görebilmiş olsalar, aralarında yalnız yüz görümlüğü kadar bir mesafe olsa, hele ki namertçe öldürdükleri o çocuk yüzleri henüz hayatta iken seyredebilmiş olsalar, yine bu kadar arsız, bu kadar namert, bu kadar kalleş ve bu derece gaddar olabilirler miydi?” Yazarımız hüzünleniyor: “Yüzler yitip gidiyor.” “Yüzler yitip gidince merhamet de, anlayış da, empati de, muhabbet de çıkıp gidiyor hayatımızdan.” Metin Karabaşoğlu kitaplarını okumaya devam edeceğim. Her zaman yanıbaşımda cereyan eden “küçükler”den ipuçları yakalayıp, farklı yollarda yürüyerek büyük dersler çıkarıp, hayatıma huzur katmayı böyle böyle öğreniyorum işte.
Melekleri Ürkütmeden
Melekleri ÜrkütmedenMetin Karabaşoğlu · İz Yayıncılık · 2014143 okunma
·
65 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.