Gönderi
Birkutukitap’ın Aralık 2019 seçkisi olan bu kitap,1850’li yıllarda Meksika Savaşı’nın ve köleliğin devamını sağlayan vergileri vermeyi reddedip hapse atılmasıyla Henry David Thoreau’un “sivil itaatsizlik” makalesini yazmasına yol açmış. Önce insan sonra yurttaş olmayı savunan yazarın vicdana fazlasıyla önem verdiğini okuyoruz.
“Dedikleri hakikaten doğru; kurumların vicdanı yoktur. Ama vicdanlı insanların oluşturduğu kurumların içinde vicdan vardır. Yasalar insanları hiçbir zaman daha adil kılmaz; yasalara saygı yüzünden iyi niyetliler bile her gün adaletsizliğin aleti oluyorlar.” (s.14)
.
“Sadece bu dünyayı daha iyi bir yer yapmaya gelmedim, iyi kötü içinde yaşamaya da geldim. İnsan her şeyi yapmakla yükümlü değil, ama bir şeyler yapmakla yükümlü. Her şeyi yapamayacağına göre, bir şeyleri yanlış yapmasına gerek yok.” (s.23)
Kitabın 2.bölümü yürüyüşle ilgili. 84 sayfalık bir kitap olmasına rağmen içeriği dopdoluydu. Altını çizdiğim bir çok cümle oldu. Yürümenin Felsefesi kitabında da Henry David’den bahsedildiğini anımsıyorum. O kitaptan sonra yürümeye bakışım değişmişti. Yürümenin hazzına varmıştım diyebilirim.
“Nereye yürüyeceğimize karar vermeyi bazen çok zorlaştıran şey nedir? Bence Doğa’da hemen göze çarpmayan bir cazibe mevcut. Bu cazibeye kendimizi şuursuzca bırakıverdiğimizde bizi dosdoğru yola yöneltiyor.” (s.54)
Az ve öz olan bu kitabın size katkısı olacağını düşünüyorum. Merak edenlerin okumalarını tavsiye ederim.
“Geçmişi hatırlamakla bir dakika bile kaybetmeyen kişi en mutlu fanidir.” (s.82)
·
9 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.