Gönderi

bak, ben sana, senin neler istediğini sayayım: evvela, bütün muvaffakiyetinin başı olarak büyük bir iltimas arayacaksın...itiraz etme bal gibi arayacaksın. hatta, eğer son sınıflara yaklaştıysan aramaya başlamışsındır bile... ondan sonra memleketin göz önünde bir yerine tayin olunmak... ihtisas yapmak imkanlarını elde etmek... sonra para kazanmak: bol bol, avuç avuç çılgınlar gibi kazanmak... sonra güzel bir karı almak...kafaca anlaşacağın ve ruhu ruhuna uygun bir kadın değil! herkes gördüğü zaman 'aman! bakın, falancanın ne enfes karısı var!' desin yeter!.. yalnız bu noktada idealistsiniz; ve maddi menfaatler ve rahatlar haricinde yegane manevi zevkiniz budur: güzel karı alıp herkese parmak ısırtmak... sonra otomobil, apartman... daha sonra göbek, poker vesaire... hayatınızı gözümün önüne serilmiş gibi görüyorum, bir şey dediğim de yok, pekala! demek ki böyle icap ediyormuş böyle olsun... fakat bu istikbale hazırlanırken şu yaptığınız işler tarzındaki bir mukaddemeye ne lüzum var? yarın yaşlanınca eşe dosta: 'gençliğimizde çok idealisttik ama, hayat insanı değiştiriyor... şimdi realist olduk... ah, o ateşli günler!' diyebilmek için mi? bu kısa gevezelik devrine sırtınızı vererek bundan sonra hayatınızın kepaze ve boş mahiyetini mazur göstereceğinizi mi ümit ediyorsunuz?
Sayfa 189Kitabı okudu
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.