Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
İnsan, doğanın başına gelmiş en büyük felaket mi? Fransız toplumbilimci ve filozof Henri Lefevbre, bir makalesinde ‘doğa hakkı’ ismini verdiği bir kavramdan söz eder. Bu kavram, kentlerin kırsal alandaki yaşama müdahelesini ve bu durumun sonuçlarını ele alır. Lefevbre; kentin, kırsalı tahrip ettiğini, kentin bolluğunun mülksüz kırsallığın karşısına bir simulakra olarak konduğunu, kentleşmeye çalışan köyün arada kaldığını ve yaşam alanlarının tahrip edilmesinden kaynaklı sefaletlerin örneklerini ‘doğa hakkı’ kavramı ile açıklar. ‘’Garip bir şekilde doğa hakkı (kırsala ve saf doğaya ait olan) son zamanlarda boş vakitlerin kullanımıyla alakalı olarak toplumsal pratiğin içine nüfuz etmiştir. Doğa hakkı meselesi şehirlerin yoğunlukları, gürültüleri, bozulan silüetleri karşısında yapılan sıradan protestolara kadar gitmektedir. Bu tuhaf gidişat için söylenebilecek tek şey; doğa da artık değişim değeri ve ticari faaliyetler içerisine dahil olmakta, pazarlanmaktadır. Ticarileşmiş, endüstrileşmiş, kurumsal ya da kişisel olarak düzenlenmiş boş zaman uğraşları, ticaretini yapabilmek ve kazanç sağlamak için ilgilendiği bu doğallığı yıkıp yok etmektedir. Kentler ve buna bağlı olarak kentliler tarafından sömürgeleştirilen kırsal alan, kalitesini, özelliklerini ve köylü yaşamının çekiciliğini, özünü kaybetmesine sebep olmuştur.’’ Lefevbre’ye göre doğa, kâr elde edilebilecek her yöntem için yararlı bir hammaddedir. Buna doğa sporları da dahil. Tırmanış sporunun ise bu bağlamda gün geçtikçe bir tüketime dönüşmesinden dolayı Fransız filozofun söylediklerine katılmamak elde değil aslında. Peki, kendimizi doğa dostu olarak tanımlayan biz tırmanış sevdalıları Lefevbre’nin söylediklerinin tam olarak neresindeyiz? Bu sistemi bilinçli ya da bilinçsiz olarak devam ettiren öğelerden biri miyiz? İçine sürüklendiğimiz bu yıkıcı yozlaşmaya karşı neler yapabiliriz? Bu soruların cevaplarını içsesinize bırakıp; sistemin bir parçası olmamak için savaştığına inandığım birinin, yani Zorbey Aktuyun’un uzun yıllar emek vererek tırmanış camiasına kazandırdığı rehber kitabını, Bafa Gölü Bouldering’i bu sizlere takdim etmek istiyorum. Yerçekimi kanunları namına sizi tırmanmaya davet ediyorum! Etrafımızdaki ebeveynler tarafından “Sizde hiç akıl yok mu?” serzenişleriyle rotalarımıza doğru uğurlandığımız bir spor dalıdır tırmanış. Ekstrem sporlar içinde hayli hatırı sayılır bir yere sahip olan tırmanış sporunu yapmak sanıldığı kadar zor değildir aslında. Gerekli tedbirler alındığında arabayla trafiğe çıkmaktan daha güvenlidir bile diyebiliriz. İradenizin sağlam olması, tırmanış disiplinine uyabilecek olmanız ve vücudunuzun fit olması bu spora başlamak için işinizi kolaylaştıracak kriterlerdir. Gerisi sizin kararlılığınıza ve maceracı ruhunuza kalıyor. Tırmanış sporu kendi içinde çeşitli dallara ayrılır. Bu tırmanış dallarından malzeme kullanımı açısından en az malzemenin kullanıldığı ve buna bağlı olarak en ekonomik olan tırmanış branşı bouldering’dir. Hem kaya parçalarında hem de kapalı alanlarda yapay duvarlarda yapılabilen bir spor olması, çoğu tırmanıcı için büyük avantaj sağlar. ‘Boulder’ aşınmış kaya parçası anlamına gelir. ‘Bouldering’ ise kısa kaya tırmanışı demektir. Problem çözme odaklı olan bu tırmanış, sürekli olarak önünüze yeni engeller koyar ve sizi, bunları aşmaya zorlar. Bu sorunlara farklı açılardan bakmaya olanak verirken, yeni strateji üretme becerilerilerinizi geliştirerek bu problemleri çözmenizi sağlar. Bouldering’e başlamak için size gerekli olacak malzemeleri sıralamak gerekirse liste şöyledir: Kaya tırmanış ayakkabısı, magnezyum tozu, toz torbası ve minder (crash pad)... Bunlara ek olarak bir miktar boş zaman ve sohbet edebileceğiniz birkaç dost hiç fena olmaz. Önce ellerimizi tozluyoruz, sonra sayfaları çevirmeye başlıyoruz. Rehberin ilk sayfalarını açtığımızda Bafa’nın tarihçesiyle karşılaşıyoruz. Daha sonra jeolojik yapı, doğal yaşam, genel uyarılar, ulaşım, etik kurallar, tırmanış sezonu, tırmanış derecelendirmeleri ve konaklama bilgileri gibi başlıklarla konular ayrıntılarıyla aktarılıyor. Böylece bölgeye gitmeden ön hazırlıklarımızı tamamlamış oluyoruz. Rehber kitap için uzun yıllardır kayalarda ve masa başında sağlam bir ekiple beraber çalıştığını ifade eden milli sporcu Türkiye’nin ilk bouldering rehberini çıkarmanın haklı gurunu yaşıyor. 270 boulder ve buna bağlı olarak 550 problemden oluşan Bafa Gölü Bouldering rehberi, tırmanma yerlerini bölgelere ayırarak, tırmanmayı düşündüğünüz kayaları elimizle koymuş gibi bulmanıza olanak sağlıyor. Derecelendirmede ise Fountainbleau boulder (fb) derece sistemi kullanılmaktadır. Bölegede zorluk derecesi 2’den 8b+’ya kadar olan boulderlar bulunmaktadır. Taş devrine (Taş Devri 6b+) hoş geldiniz! Sizi şöyle yoğun bakıma alalım! (Yoğun bakım 7b+) Peki, ya Rapunzeli kim kurtaracak? ( Rapunzeli kim kurtaracak? 6a+) Tabii ki siz!
Bafa Gölü
Bafa GölüZorbey Aktuyun · Kişisel Yayınlar · 20143 okunma
33 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.